Wim Wenders’ın Fransızca dilindeki ilk filmi olan, ‘Les beaux jours d’Aranjuez’ aynı zamanda yönetmenin yakın arkadaşı olan Avusturyalı yazar Peter Handke’nin tiyatro oyunundan uyarlandı. ‘Les beaux jours d’Aranjuez’ Wenders’in Handke’nin işlerinden uyarladığı ilk film değil. Yönetmen daha önce, ‘Die Angst des Tormanns beim Elfmeter’ (‘The Goalie’s Anxiety at the Penalty Kick’), ‘Falsche Bewegung’ (‘Wrong Move’) ve ‘Der Himmel über Berlin’ (‘Wings of Desire’) filmlerini de Peter Handke’nin eserlerinden uyarlamıştı.
Senaryosunu da Wim Wenders’ın kaleme aldığı film, izleyicileri bir kadın ve bir erkeğin sevgi, özgürlük ve güzellik kavramları üzerine yaptıkları sohbeti dinlemeye davet ediyor. Çiftin çocukluk anılarını, cinsellik deneyimlerini dinleyeceğiniz bu sohbet, kadın-erkek arasındaki farkları size, bir kadının perspektifinden ve bir erkeğin algısıyla anlatacak. Çiftin konuşmasına kulak misafiri olan tek taraf izleyenler değil. Çiftin yanıbaşında önündeki daktiloyla bu sohbeti birebir kaydeden bir de yazar da var. Yalnız yazar mı çiftin konuşmasına kulak misafiri oluyor, yoksa çift yazarın hayalgücünün ürünü mü orası muamma.
Kadrosunda Reda Kateb, Sophie Semin ve Jens Harzer’ın bulunduğu filmde ayrıca Nick Cave de müzikleriyle yer alıyor. Wim Wenders, Independent ile yaptığı röportajda filmi neden üç boyutlu olarak çektiği sorusuna şu cevabı veriyor:
“Benim inancıma göre 3D, sinemanın şimdiye kadar icat ettiği en hassas, nazik ve arkadaşça dil. Ancak ne yazık ki, bunun için değil tam tersi amaçla kullanılıyor. Teknoloji, yetişkinler için değil çocuklar için kullanılan soğuk ve vahşi bir medya haline getirildi. Çıktığı andan itibaren kötüye kullanıldı.” Wenders’a göre insan doğasını resmetmek için harika bir araç olan 3D teknolojisi, 2D’nin sağlayamadığı samimiyeti izleyicilere verebilir.
“Nereye bakacağınızı biliyor, daha çok konsantre oluyor ve oyuncuların yüzüne daha çok odaklanabiliyorsunuz. 3D, sohbeti daha dikkatli takip etmenizi sağlıyor ve beyninizin diğer kısımları da işin içine giriyor. Pek çok farklı açıdan ve beyninizin iki boyutlu filmleri izlerken hiç kullanmadığı kısımlarıya filme dahil olabiliyorsunuz.” diyen Wim Wenders, yine de iki boyuttan tam olarak kopmuş değil. James McAvoy ve Alicia Vikander’ın başrollerinde yer aldığı 2017 tarihli ‘Submergence’ da iki boyutlu olarak çekildi.
Venedik ve Toronto Film Festivalleri kapsamında gösterilen ‘Les beaux jours d’Aranjuez’in Nick Cave’li fragmanını aşağıdan izleyebilirsiniz.