Ülkemizin önde gelen yönetmenleri bu yıl izledikleri filmleri Bağımsız Sinema için bir araya getirdi. Yenilikçi bağımsız filmlerden festival favorisi ünlü yapımlara, yılın öne çıkan kısa filmlerinden saklı kalmış belgesellere kadar geniş bir yelpazede olan bu film seçkisini beğeneceğinizi, heyecan verici ve benzersiz filmleri keşfetmeniz için size ilham vereceğini umuyoruz.
Mutlu ve bol sinemalı bir yıl dileriz.
Gizem Kızıl (Bana Karanlığını Anlat)
“Bir film izledikten sonra ne o filmin yönetmeninin ismini ne de oyuncusunun ismini hatırlarım. Geriye sadece bende bıraktığı duygu kalır. Hatta kimi zaman herkesin çok sevdiği filmi o kadar da sevmem ya da dipte köşede kalmış filmlere bayılırım. Üniversitedeyken hafta sonları eve kapanır 8-10 film izler öyle çıkardım. Özellikle bağımsız sinemayı DVD’cimin önerilerinden öğrendim diyebilirim. Çok özlüyorum o dönemleri. Bu sene aklımda kalan birçok film izledim. Şimdi dönüp bakınca biraz karanlık işler, ilişkiler ya da kendini bulmaya çalışan konular etrafında dönüyorlar. Filmleri bir sırayla yazmayacağım. Eminim biraz daha düşünsem ‘Aa bu film de vardı’ derim.”
- The Worst Person In The World (2021) yön. Joachim Trier
- Heojil kyolshim / Decision To Leave (2022) yön. Park Chan-wook
- The Wonder (2022) yön. Sebastián Lelio
- Starfuckers (2022) yön. Antonio Marziale
- Druk / Another Round (2020) yön. Thomas Vinterberg
- La voz humana (2020) yön. Pedro Almodóvar
- White Noise (2022) yön. Noah Baumbach
“Gibi bir liste geliyor aklıma bu yıl izlediğim filmler arasında. Listem size asla neşeli saatler vadetmiyor. Fakat izlerken keyif alırsınız ve pişman olmazsınız. İyi seyirler.“
Kıvanç Sezer (Küçük Şeyler, Babamın Kanatları)
“2022, dünyaya gelen kızımın sinemadan rol çaldığı bir seneydi. Şikayetçi olduğum söylenemez. O yüzden şu anda ortalıkta dolaşan pek çok filmi göremedim. Ama gördüklerim arasından beni etkileyen birkaç filme dair notlarımı düşmeden geçemedim.
- Undine (2020) Christian Petzold Transit’i izledikten sonra radarıma girmişti. Çok dokunaklı, hisli yine de fantastik bir sineması var. Undine, bana aşkın bulunup kaybedilmesini yüreğe dokunan bir sesle anlattığı için etkisinde kaldığım bir film oldu. Aşk hem bir sihir hem bir ihtiyaç hem de travmanın ta kendisidir bazen.
- Drive My Car (2021) Ryusuke Hamaguchi’nin Murakami’nin Kadınsız Erkekler adlı öylü kitabından yola çıkarak çektiği film insanı farklı bir yerden vuruyor. Pasif ana karakterini böylesine iyi kullanan, yavaş yavaş içlerindekini dile getirmelerini ve bir tür olgunlaşma göstrmelerini anlatam bu filmi tüm Çehov severlere öneririm. “
- 6 No’lu Kompartman (2021) Juho Kuosmanen’in bu ikinci uzun metrajı da en az ilki olan “Olli Maki’nin En Mutlu Günü” gibi başarılı. Asla olmaz denen iki insanı yakınlaştırırken öyküsünü adım adım hünerle ve hınzırlıkla örüyor. Finaldeki kar fırtınası içime işledi
- Her Şey Dahil (2021) benim için bir yıl önce izlediğim Yaramaz Çocuklar belgeseliyle aynı noktada. Sınıfsal ve sosyolojik olana dair mesafeyi kamerasını sakınmadan koruyor ve usanmadan bizi o gerçeğin içine davet ediyor. Her Şey Dahil otellerde çalışan felsefeci Hakan’ın ve hayali kuaför olmak olan Urfalı İsmail’in hayatları aslında hepimizi ilgilendiriyor.
- Kurak Günler (2022) Üzerine çok yazıldı, çizildi. Emin Alper politik sinemaya göbeğinden dalıyor ve metaforların uçuştuğu bu film, yaşadığımız son 20 yıl boğazımıza çöktüyse zihnimize çökerek bizi koltuğumuza yapıştırıyor. Bakanlığın desteğini geri çekmesi de tuzu biberi oldu ama seyircinin sahip çıkmasıyla filmin vizyon hikayesi de kendisine eklemlenmiş oldu.
Selcen Ergun (Kar ve Ayı)
- Close (2022) yön. Lukas Dhont
“2018 yapımı Girl’den sonra yeni filmini merakla beklediğim Lukas Dhont’un ikinci film Close, 2022’de bende en çok yer edenlerden. 13 yaşlarındaki iki çocuğun kendine özgü ve şefkatli arkadaşlıklarına sakinlikle dahil olup, ardından bu dünyanın diğer çocukların önyargıları ile çatırdamasına şahitlik ediyoruz. Ergenliğin kalp kıran sancıları, karmaşık duyguları, zalimliği ve kendini tanımlama çabaları hakkında incelikli sorular soran, dostluk ve yas tutma üzerine çok katmanlı bir film Close. Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü paylaşan filmlerde biri olması da hiç şaşırtıcı değil.“
- Holy Spider (2022) yön. Ali Abbasi
“Ali Abbasi’nin, İran’da, kutsal şehir Meşhed’i “temizlemek” için seks işçilerini öldüren ve uzun zaman yaptıklarına göz yumulan bir seri katilin gerçek hikayesinden yola çıkarak yazdığı Holy Spider, katilin dünyasına bu denli girme cesareti gösterdiği için oldukça cesur bir film. Tam da bu nedenle şiddeti gösterme biçimi çokça tartışıldı. Abbasi, gerçek hikayeye kendi yorumunu getirirken, genç cesur bir kadın gazeteciyi suçlunun peşine düşürüyor. Katilin kişisel motivasyonundan çok onu yaratan, besleyen ve hatta kutsayan bağnaz, kadın düşmanı toplumsal dinamikleri sorguladığı için polisiye gerilim türünün bu seneki çok özel örneklerinden biri benim için.”
Ümit Ünal (Aşk, Büyü, Vs., Sofra Sırları)
“Herhangi bir üstünlük sıralamasına koymadan, bu yıl izlediklerim içinde en çok aklımda kalan filmleri şöyle sayabilirim: “
- Athena (2022) yön. Romain Gavras
- The Wonder (2022) yön. Sebastián Leilo
- The Banshees of Inisherin (2022) yön. Martin McDonagh
- Cow (2021) yön. Andrea Arnold
- Druk / Another Round (2020) yön. Thomas Vinterberg
- Aftersun (2022) yön. Charlotte Wells
- L’événement / Happening (2021) yön. Audrey Diwan
- Licorice Pizza (2021) yön. Paul Thomas Anderson
- The Trouble With Being Born (2020) yön. Sandra Wollner
- Klondaik / Klondike (2022) yön. Marina Er Gorbach
“Bunlara birer klasik olmalarına rağmen ancak bu yıl ilk kez izlediğim iki filmi de eklemek isterim:”
- L’argent (1983) yön. Robert Bresson
- Black Moon (1975) yön. Louis Malle