Pera Müzesi Film ve Video Programları, DOCUMENTARIST 17. İstanbul Belgesel Günleri’ne ev sahipliği yapıyor. 2023-2024 yapımı yerli belgesellere geniş yer ayıran festivalin “Türkiye Panorama” bölümündeki filmlerden oluşan bir seçki 8-11 Haziran arasında Pera Müzesi Oditoryumu’nda ücretsiz izlenebilecek.
6 Şubat’ın Kameradaki Yansımaları
Diyar Saraçoğlu’nun kısa filmi Yakto Terk Edilemez!, 6 Şubat Depremleri’nden ciddi biçimde etkilenen Hatay, Gümüşgöze (Yakto) mahallesini odağına alıyor. Yerel ve merkezi yönetimlerden gelen desteğin yokluk veya yetersizlik arasında gidip geldiği deprem sonrası günlerde, kültüründen aldığı dayanışma pratiklerini bugün öğrendikleriyle harmanlayan Yakto halkı kendi yolunu çizmeye çalışıyor.
Erkan Gürsel’in No.910 adlı filmi 6 Şubat Depremleri’nde ağır hasar gören Antakya, Affan mahallesinde geçiyor. Doğduğu mahalleden genç yaşta ayrılan ve deprem sonrası buraya ilk kez gelen babası ile, Affan’dan hiç ayrılmamış halasını enkazlar arasında takip eden yönetmen, seyirciyi hem kişisel tarihlerine, hem kentin tarihine, hem de depremin yıkıcı etkilerine tanık ediyor.
Binlerce yıldır ayakta duran ve defalarca depremle yıkılıp yeniden kurulan Antakya, 6 Şubat 2023’te gerçekleşen ve yaklaşık 60 saniye süren depremle bir kez daha yerle bir oldu. Koray Kesik, 60 saniye süren ve 60 plandan oluşan 60’’ belgeselinde seyirciyi, depremin ilk yılı dolarken ilk günden itibaren yaşananlara tanıklığa çağırıyor.
Kadınlardan Kadın Hikâyeleri
Türkiye’nin ilk işitme engelli balerini Eda Tavacı’nın seslerle, müzikle, insanlarla ve bedeniyle kurduğu sıradışı ilişkinin hikâyesini anlatan Sessiz Dans, yönetmen Aynur Özbakır’ın imzasını taşıyor. Tavacı’nın hayatındaki dönüm noktalarına ışık tutan film, bale sahnesini kocaman bir dünyaya dönüştüren, duyamadığı müziği hayal ederek bambaşka bir ritim duygusu yakalayan, seslerin yokluğunu bedenindeki saklı enerjiyle telafi eden bir sanatçının portresini çiziyor.
Şirin Bahar Demirel’in deneysel belgeseli Zarafet ve Şiddet Arasında, elleri, anıları hem saklayan hem de aktarabilen bellek mekânları olarak sunuyor. Performatif aile albümlerine giremeyen anıların izini, eller ve yarattıkları üzerinden sürmeyi, onları bir hafıza haritası gibi okumayı hayal eden video, sanatçının kişisel geçmişiyle bağlantı kurarken, ev içi şiddet ve kalıtımsal travma gibi daha büyük insan hikâyelerine de açılıyor.
Aslı ve Sedef Özoğuz’un birlikte yönettikleri Anadolu’nun Deli Kadınları belgeseli, Türkiye’de beş farklı bölgeden beş farklı jenerasyona, inançlara ve yaşamlara sahip beş kadını takip ediyor. Karadeniz’de fındık hasadı toplayan dört kuşak bir aileden İstanbul’un erkek egemen bölgesi Eminönü’nde tarihi bir kahvehane işleten Aslı’ya, Ege Denizi’nde tek başına doğum yapan Hira’dan, Muş’ta Alevi-Kürt köylerinin ovalarında çocukluğunu vadeden Hatice’ye ve Ankara’da trans bireylerin haklarını savunan Arya’ya, beş kadının özgürlük hayalleri, etraflarındaki doğayla derin bağları eşliğinde beyazperdeye yansıyor.
Türkiye, İran, Rusya ortak yapımı Kürdistan’da Sis ve Gece, Sincar katliamından sağ kurtulduktan sonra, önce bir Türk kampında yaşayan, ardından Avrupa’nın dört bir yanına dağılan Ezidi mülteci kızların hayatlarını takip ediyor. Yönetmen Shilan Saadi, Kürtlerin zengin tarihine ve Ezidi toplumunun süregelen yerinden edilmesine ışık tutan filmde, güçlü bir hayatta kalma öyküsü anlatıyor.
Anı, Hafıza, Unutma ve Hatırlamaya Dair
Yönetmen Berke Baş’ın uzun metrajlı belgeseli Dargeçit, Mardin’in Dargeçit ilçesindeki ailelerin, kayıp oğulları ve kardeşleri için 27 yıl boyunca sürdürdükleri hukuk ve adalet mücadelesine mercek tutuyor.
Sevgi Ortaç’ın Küçük Buluntular adlı kısa filmi, Olympos antik kentinin büyük ve mistik hikâyesi yerine, yeryüzüyle bağ kuran bir anlatı sunuyor. Çocukluğunda hayranlık duyduğu kenti kazıların ardından yeniden hatırlamaya çalışan karaktere, bu gezide bir üst ses eşlik ediyor.
Nagehan Uskan’ın kısa filmi Sweet Home Adana, zorla Müslümanlaştırılmış bir Ermeni olan Adanalı Marie’nin evine yapılan yolculuğu anlatıyor. Adana’nın eski Ermeni hafıza mekânlarından Nantes’ın diplomatik arşivlerine ve hazine avcılarının yıkıcı arayışlarına uzanan belgesel, inkâr ve unutmanın farklı yönleriyle ilgili parçaları bir araya getiriyor.
Ezgi Kılınçaslan, memleketinden sürgün edilmiş yaşlı bir Ermeni kadının hikâyesini aktardığı Elizabeth’in Biricik Yaşamı adlı filmde, üç kuşak kadının mücadele ve direnişine mercek tutuyor. Elisabeth hafızasını Adana’ya geri getirmeye çalışırken yeğeni Valo ve yönetmenin hikâyeleri de kendi yaşam öyküsü ile iç içe geçiyor.
Türkiye’nin pek çok kentinde kültür sanat ve sivil toplumu buluşturan Anadolu Kültür’ün 20 yılda yaptıklarını ona emek verenler anlatıyor. Mert Kaya imzalı Nehre Su Taşımak: 20. Yılında Anadolu Kültür belgeseli, Türkiye için sancılı kabul edilen konuların sanatla nasıl konuşmaya açılabildiğini ve “her şeye rağmen devam etmenin” ne anlama geldiğini “içeriden” bir bakışla yeniden düşünmeye çalışıyor.
Gösterim Programı
8 Haziran Cumartesi
15.00 Dar Geçit (82’) *
17.00 Küçük Buluntular (21’) *
Sessiz Dans (41’) *
19.00 Zarafet ve Şiddet Arasında (15’) *
60’’ (60’) *
9 Haziran Pazar
14.00 Yakto Terk Edilemez! (18’)
No.910 (48’)
16.00 Kürdistan’da Sis ve Gece (85’) *
18.00 Sweet Home Adana (21’) *
Elizabeth’in Biricik Yaşamı (65’) *
11 Haziran Salı
17.00 Anadolu’nun Deli Kadınları (90’) *
19.00 Nehre Su Taşımak: 20. Yılında Anadolu Kültür (66′) *
* Film ekibinin katılımıyla