German Films ve Goethe-Institut ortaklığında bu yıl beşincisi düzenlenen Kino 2019 – Alman Filmleri Türkiye’de programında yer alan Alman sinemasının öne çıkan yapımları 30. Ankara Uluslararası Film Festivali‘nde izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. Festivalde 21 Nisan Pazar akşamı geçtiğimiz Şubat ayında Berlin Film Festivali’nden En İyi İlk Film ödülünü kazanan Oray, yönetmen Mehmet Akif Büyükatalay ve yapımcı Bastian Klügel katılımıyla gerçekleşti. Uyum sorunları olan ve inanç kriziyle baş etmeye çalışan genç bir adamın hikâyesini anlatan filmin gösterimine seyircinin ilgisi yoğundu. Filmin ikinci gösterimi 26 Nisan saat 19.00‘da.
“Filme daha çok sosyolojik ve psikolojik yönden bakılmalı.”
Bir seyircinin Yönetmen Mehmet Akif Büyükatalay’a filmde vermek istediği mesajı sorması üzerine Büyükatalay, “Filmde benim mesajım önemli değil, ben hiçbir yöne çekilmek istemiyorum. Filme daha çok sosyolojik ve psikolojik yönden bakılmalı. Bu noktada filmin yorumu size bağlı” dedi. Yapımcı Bastian Klügel “Sizi Almanya’da yaşayan Müslümanlarla ilgili filmin yapımcısı olmaya yönlendiren neydi?” sorusuna, filmin Almanya için önemli olduğunu belirterek şöyle cevap verdi: “Almanya’da Almanlar orada yaşayan Müslümanların yaşadıklarıyla ilgili çok fazla şey bilmiyorlar. Çok fazla ön yargılar var. İslamofobi var. Müslüman toplumun içinden bakan bir filmin çok önemli olacağını düşündüm.”
Berlin Film Festivali’nin En İyileri Ankara’da!
Berlin Duvarı’nın yıkılışının 30. yıl dönümünde Kino 2019 programında da Doğu Almanya’nın son dönemini anlatan iki film yer alıyor. Usta yönetmen Andreas Dresen’in imzasını taşıyan Gundermann, Doğu Almanya’da 80’li yıllarda büyük üne kavuşan besteci ve şarkıcı Gerhard Gundermann’ın hayatından uyarlama. Söz konusu dönemde pek çok insanın idolüne dönüşen müzisyen, zamanında istihbarat servisi için çalıştığı ortaya çıkınca bile popülaritesini kaybetmemişti. Bu karmaşık karakteri gerçekçi bir sinema diliyle perdeye taşıyan film, başrol oyuncusu Alexander Scheer’in performansıyla da büyük beğeni topladı ve bu yıl Alman Film Ödülleri’ne tam 10 dalda aday gösterildi. Türkiye’de ilk kez seyirciyle buluşan Gundermann’ın ikinci gösterimi 26 Nisan Cumartesi 16.30‘da izlenebilir.
Kino 2019 programında Doğu Almanya’ya dair bir diğer filmse Adam ve Evelyn. Ingo Schulze’nin aynı adlı romanından uyarlanan film 1989 yazında geçiyor. Filme de adını veren genç çift, Macaristan’da tatil yaparken Avusturya sınır kapısının açıldığını öğreniyor ve Batı’ya iltica edip etmemek konusunda kararsız kalıyor. Adam ve Evelyn’in gösterim gün ve saatleri şöyle: 22 Nisan Pazartesi 21:30 / 27 Nisan Cumartesi 14.00.
Angela Schanelec’e Berlin Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülü getiren Evdeydim, Ama yönetmenin filmleri arasında en gizemli ve en etkileyicilerinden biri. Schanelec yeni filminde tutarlı bir biçimsel disiplin içinde sanatın ve yaşamın dilini yansıtıyor. Evdeydim, ama festival programında 23 Nisan Salı akşamı 19.00‘da ve 28 Nisan Pazar 16.30‘da gösteriliyor.
Oyunbozan bu yılki Berlinale programının en dikkat çeken filmlerinden biriydi. Nora Fingscheidt’in ilk uzun metrajlı filmi, küçükken yaşadığı travmalar sonucunda kimsenin yüzüne dokunmasına izin vermeyen, agresif ve eğitilmesi zor, 9 yaşında bir kız çocuğunun hikâyesini anlatıyor. Oyunbozan, Ankara Uluslararası Film Festivali’nde 26 Nisan Cuma 19.00‘da gösterilecek.
Deutschland 83 ve Patrick Melrose gibi uluslararası başarı elde etmiş iki televizyon dizisinin ardından, yönetmen Edward Berger Üç Kardeş filmiyle sinemaya dönüyor. Berlin Film Festivali’nin ‘Panorama’ bölümünde prömiyer yapan film, üç kardeş üzerinden, hızla değişen bir dünyada kendini güvensiz hisseden bir jenerasyonun resmini çiziyor. Üç Kardeş, 22 Nisan Pazartesi 19.30‘da Ankara Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda seyirciyle buluşacak. Filmin ikinci gösterimi ise 27 Nisan Cumartesi saat 19.00‘da.
Ulrich Köhler’in geçtiğimiz yıl ilk kez Cannes’da gösterilen Odamda filmi programın favorilerinden biri. Alışılmışın dışında bir distopya filmi olan Odamda’da Köhler, “Sınırsız özgürlük ve mutlak özel alan mümkün müdür? Bunlar değerli midir yoksa daha çok üzerimize yük müdürler?” sorularının peşinden gidiyor. Odamda, 25 Nisan Perşembe akşamı 21.30’da gösterilecek.
Ayrıca 30. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında Werner Herzog retrospektifinde yönetmenin Aguirre, Tanrının Gazabı, Stroszek, Vampir Nosferatu, Woyzeck, Fitzcarraldo, Yeşil Kobra filmleri izleyicilerle buluşacak.