‘KHK: Kanun Hükmünde Kahkaha’ Belgeseli Fongogo’da Desteklerinizi Bekliyor!

Yazan: Gamze Çakan

‘Asla Hoşçakal Demedik Varosha’, ‘Gönderen: İlhan Sami Çomak’ ve ‘Siyah Taşlar’ belgesel filmleriyle tanınan Çiğdem Mazlum ve Sertaç Yıldız, yeni belgesel filmleri ‘KHK: Kanun Hükmünde Kahkaha’nın çalışmalarına başladı. Bu çalışmalar kapsamında belgesele destek sağlanması amacıyla Fongogo üzerinden de bir kampanya başlatıldı.

KHK ile ihraç edilen akademisyen Ulaş Bayraktar‘ın hikayesini anlatan ‘KHK: Kanun Hükmünde Kahkaha’ belgeselinin yapımcılığını Zeynep Ünal üstleniyor. ‘KHK: Kanun Hükmünde Kahkaha’ için Fongogo’da başlatılan kampanyanın ayrıntıları aşağıda yer almaktadır.

***

Neşe bir direnme biçimidir…

Bir imza bir insanın hayatını nasıl değiştirir? Bir insanın bireysel iradesi ile attığı imza, kaç kişinin hayatını etkiler? Kaç profesör, doçent, araştırma görevlisi, kaç anne, kaç baba, kaç çocuk? Peki ya kaç öğrenci?

Hayata yeniden başlamak için ne kadar geriye gitmek gerekir? Okuduğun okullar; liseler, üniversiteler, yüksek lisanlar… Hepsini geride bırakıp yeni bir hayata başlamak mümkün müdür?

Akademi neresidir? Akademi, dört duvarı olan binalar mı yoksa değerli akademisyenlerin bulundukları yerler mi? Eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayınları binalar mı yapar, insanlar mı?

Film Ekibinden

“KHK” çoğunlukla dramatik bir karakterde çıktı karşımıza… İşsizleştiren, vasıfsızlaştıran, yersizleştiren, yoksullaştıran, nefretle doldurulan!

Başlayanlar da olmuştu, karanlığa rağmen yeniden başlayanlar… Mesleği son bulan bir akademisyen örneğin. Ceketini çıkarıp asan, saat alarmını ezberlerinin dışına çıkaran, akademinin duvarların arasına hapsedilemeyeceğini, sokağa, yaşamın içine taşınabileceğini gösteren. Başka yerden bakmayı sağlayan…

Kanun Hükmünde Kahkaha, tam da bu yerin, KHK ile ihraç edildiğinden bu yana hep bu yerin en doğru yer olduğuna inanan Ulaş Bayraktar’ın hikayesinden yola çıkıyor. Bir dramın kudretli kahramanı değil, kara mizah bir hikayenin anti-kahramanı olarak…

Nasıl Anlatacağız?

“Yaşamı ve barışı savunmak kadar mı aslında var olmak?” sorusu belirliyor yörüngemizi Ulaş’ın hikayesine bakarken. Bu sorudan yola çıkarak, Ulaş’ın hayatındaki en büyük mağduriyetlerden sayılabilecek bir durumun yeni bir başlangıca dönüşmesini merkeze alarak yeni Umut Adaları’nın yükselişine tanıklık edeceğiz. Belgeselimiz, Ulaş Bayraktar’ın KHK’lı olması sonrası kurduğu yeni yaşamı tüm yönleriyle kapsayacak bir kronolojiyle kurmaya çalışacak. Yaşanan onca büyük ve sarsıcı duruma rağmen kuvvetle devam eden yaşama tutunma çabasının Ulaş’ın hayatındaki gerçek karşılıklarına bakmaya çalışacağız. Kültürhane’deki her kitabın, objenin ya da süreçlerin sahip olduğu hikayelerle yaşamın nasıl yeniden inşa edildiğini göstermeye çalışacağız. Çekimlerini yerel seçim propagandalarıyla eş zamanlı gerçekleştireceğimiz belgeselimizi, bu süreci kara mizaha kayan bir anlatıyla kurup, tüm absürtlüğü ve gerçekdışılığı ile çerçeveleyerek bir ülke filmine dönüştürmeyi hedefliyoruz. Her şeyin, birçok şeyin ve KHK’lıların ülkesi…

Ulaş Bayraktar ve Kültürhane

Kendi anlatımıyla: “Bolu-Göynük’te ilkokulu, Mersin’de liseyi, İzmir’de hovardalığı, İstanbul’da üniversiteyi, Paris’te doktorayı bitirdi. Şimdi Mersin’de bir Umut Ada’sında anaokulu ve ilkokulu tekrar bitiriyor.”

29 Nisan 2017 günü 689 sayılı KHK ile Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ndeki görevi sona erdi. Beş yaşındayken orduda yüzbaşı olan babasını bir çatışmada kaybettiği günden bu yana, 40 yıla yakın bir zamandır devam eden çatışmalı sürecin ancak barış sağlanarak çözülebileceğine inandığı için imzacı akademisyenlerden biri oldu. “İhraç”ın hemen ardından kitaplarla, insanlarla ve gençlerle bir arada olmanın yöntemlerini aradı. Kendisi gibi KHK ile kamu görevine son verilen Prof. Dr. Ayşegül Yılgör, Galip Deniz Altınay ve Nalan Turgutlu Bilgin ile Kültürhane’yi inşa ettiler. Bir başlangıç oldu, yepyeni bir sosyal alan. Kendileri gibi imzacı olup görevlerine son verilen diğer akademisyen arkadaşlarının kişisel kütüphanelerini tek kitaplıkta bir araya getirdiler. Her şeyden önemlisi bu mekan kent ve sakinleri için, akademinin özel güvenlikli turnikelerine karşın ulaşılabilir bir alan yarattı. Öğrencilerle tez çalışmalarının devam ettirildiği Kültürhane, kütüphanesindeki 10 binden fazla kitapla, müzik dinletilerinden ekoloji, tarım, gıda sohbetlerine dek birçok kültürel etkinlikle kısa sürede Mersin’in alternatif akademisi konumuna ulaştı. Bu bağlamda Kültürhane, bir kamusal alan olarak akademinin her yerde yaratılabileceğine güçlü bir örnek teşkil ediyor.

Ulaş çok güzel özetlemişti bu süreci: “Ben kamudan kamuya ihraç edilmek diye tarif ediyorum bu süreci. Kamu yönetimi alanında çalışan bir kamu personeliyken ihraç edildim, ama yine kamunun içindeyim. Hatta 10 yıllık akademik kariyerimde tanımadığım, temas etmediğim hemşehrilerimle Kültürhane’de tanıştım. Burası umudun hala hükmü olduğunun kanıtı, öfkeyle, nefretle değil, inadına umutla bağırmaya çalışan bir mekan.”

Film Ekibi

Yapımcı: Zeynep Ünal
Yönetmen: Çiğdem Mazlum & Sertaç Yıldız
Senarist: Çiğdem Mazlum
Görüntü Yönetmeni: Arda Yıldıran
Ses: Seçkin Küten
Kurgu: Semih Yıldız
Müzik: Serdar Keskin
Afiş: Aysu Yumuşak

Destekleriniz

Prodüksiyon ve post-prodüksiyon giderleri için kullanacağımız destekleriniz, ülkede yaşananların tarihe not düşülmesi adına bu belgesele hayat verecek. Ulaş’ın hikayesi yeni tohumlar ekilen koca bir Umut Adası’nın hikayesi aynı zamanda. O tohumları birlikte yeşertmek ümidiyle…

***

 

‘KHK: Kanun Hükmünde Kahkaha’ belgesel projesinin hayata geçebilmesi için siz de destek olabilirsiniz. Projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ve katkıda bulunmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir