Öncelikle bu bir övgü yazısı olmayacak, bunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bir yerme yazısı mı olacak derseniz ucundan azıcık diyebilirim. Yönetmenliğini Tom O’Brien’ın yaptığı filmin baştan sona kadar büyük bir zorlama olduğunu düşünüyorum. Filmi izleyip bitirdiğimde düşüncelerimden hangisine öncelik vermeliyim ve nereden başlamalıyım diye düşünüyordum.
Film adından da anlaşılacağı üzere ilişkilerle alakalı. Yönetmenin farklı ilişki biçimlerini işleme çabasını da beğendim açıkçası. Fakat üzerine düşünülmemiş karakterler mi desem, yoksa birkaç farklı insan ve ilişki türünü fazlasıyla yüzeysel işleyişi mi desem bilmiyorum ama filmde ve filmin karakterlerinde bir olmamışlık vardı. Günümüz ilişkilerinin güzel bir eleştirisi olacakken elde var sıfır bir film olmuş maalesef. Gereğinden uzun konuşmaların olduğu sahnelerde ise açık konuşmak gerekirse kendimi öldürmek istediğim bile oldu.
Oyunculuklara gelecek olursak onları da vasatın bir tık üstünden daha yükseğe koyamam. Özellikle bazı sahnelerde oyuncular adeta “ezberlediğim repliğimi söyleyeyim de sıra benden geçsin” tadında oynuyor. İyi oyuncuların bile harcandığı bir film olmuş maalesef. Müzikler ve görsellik doyurucu diyebilirim. Fakat görsellikte de kimi zaman filmin atmosferinden uzaklaşılmış. Zaman zaman filmin romantizmden çıkıp korku formatına geçeceğini düşündüm.
Filmde neler olacağını izlerken az çok kestiriyorsunuz. Fakat yönetmenin yaptığı en güzel şey bizi o anlarda ters köşeye yatırmak olmuş. Eğer tahminlerim doğrultusunda ilerleyen bir film olsaydı bu yazıyı bile yazmazdım emin olun. Kısacası film klasik bir romantik komediden öteye gidememiş diyebilirim. Hatta keşke biraz daha klasik bir romantik komedi olsaydı da filmdeki kopukluklar ve sığ karakterler olmasaydı. Zamanım varken evde kafamı yormamı gerektirmeyecek bir film arıyorum diyorsanız izleyebilirsiniz ama aksi halde filmin yakınından bile geçmenizi tavsiye etmiyorum. Özellikle filmin sonunda filmin kendini övüyor tadındaki açıklama ise filmden hızla uzaklaşmanız için yeter de artar bile!