Kadın Yönetmenler Elinden Çıkan Nefis Filmler!
Diğer pek çok sektörde olduğu gibi sinema sektöründe de zaman zaman kadın yönetmenler ikinci plana atılabiliyor. Fakat bu değerli kadınların elinden çıkan bu müthiş filmler onları üst sıralara taşımaya yetiyor. Carine Adler’den Annemarie Jacir’e dünya sinemasının en başarılı kadınlarının birbirinden şahane filmleri arasında gezintiye çıkıyoruz. Bu filmleri listenize alıp en yakın zamanda izlemeniz şiddetle tavsiye olunur!
Island of the Hungry Ghosts / 2018
Gabrielle Brady’nin yönetmen koltuğunda oturduğu bu belgesel Christmas Adası’ndaki tutukluların hikayelerini adada yaşayan diğer canlılarla birleştirerek anlatıyor. Her canlının hayatta kalma çabası ve endişesinin incelemesi denebilecek bu belgesel izlenmeyi kesinlikle hak ediyor.
By the Time It Gets Dark / 2016
Anocha Suwichakornpong yönettiği bu filmde politika, hafıza ve sinemaya getirdiği yenilikçi bakış açısıyla sinemaya adeta yeni bir soluk getirmiştir diyebiliriz. Filmi izlerken, kadın bakışı işte böyle oluyor diyorsunuz.
Evolution / 2015
Lucile Hadzihalilovic’in yönetmen koltuğuna oturduğu bu gizemli filmde sadece kadınların ve erkek çocukların yaşadığı bir sahil kasabasından çıkıp dünyayı keşfetme isteği yansıyor beyaz perdeye. Küçük kahramanımız Nicolas bu isteğine başarıyla ulaşabilecek midir? Sonuna kadar izleyicinin merakını yüksek tempoda tutan bir film.
My Brother the Devil / 2012
Sally El Hosaini’nin bu filminde arap dünyasına doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Londra sokaklarında geçen bu filme uyuşturucu, kaçakçılık ve arka sokaklarda yaşanan olaylar eşlik ediyor.
Amour Fou / 2014
Jessica Hausner’in bu filmi adından da anlaşılabileceği gibi bir aşk hikayesini konu ediniyor. Uzun soluklu planlardan oluşan bu film, yer yer seyircinin bunalmasına sebep olsa da masalsı atmosferiyle kendisini izletmeyi başarıyor.
Germany, Pale Mother / 1980
Helma Sanders-Brahms’ın bu harika filmi 1980’lerin Batı Almanya Sineması’na gösterilebilecek en iyi örneklerden biri. 1939 yılında geçen bu film savaşı ve savaşın değiştirdiği hayatları tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor.
Daisies / 1996
Vera Chytilova yönetmenliğindeki feminizm kokulu bu film epey eğlenceli olmasının yanı sıra fazlasıyla da renkli. İki kadının dünyayı eğlence merkezine çevirme çabaları sizlere de sirayet edecek!
When I Saw You / 2012
Annemarie Jacir’in yönettiği bu filmde de savaş ve savaşın izlerini gözlemliyoruz. Bu defa savaşın üzerinde bıraktığı tahribatı bir çocuğun üzerinden izliyoruz. Dokunaklı filmler listesinde üst sıralarda yer alabilecek bu filmi listenize mutlaka ekleyin.
Night Moves / 2013
Kelly Reichardt’nin yönetmen koltuğunda oturduğu film yaşadıkları toprakların geleceği için endişelenen üç insana odaklanıyor. Toplumun dikkatini çekmek için bir barajı havaya uçurmaya karar veren üçlünün planları o kadar kolay ilerlemeyecek ve işler sarpa saracaktır.
Riddles of the Sphinx / 1977
Laura Mulvey ve Peter Wollen’in yönetmenlik koltuğunu paylaştığı bu avant-garde filmde ev yaşamı ve anneliği müzakere etmek zorunda kalan bir kadının hikayesini izliyoruz.
Brick Lane / 2007
Sharon Gavron ve Sarah Gavron’un ortak olarak yönetmenliğini sırtlandığı filmde 1980’li yıllarda Bangladeş’ten Londra’ya gelen bir kadının hikayesi anlatılıyor.
Somersault / 2004
Yönetmen koltuğunda Cate Shortland’ın oturduğu film bir genç kızın cinsel uyanışını işliyor. Yanlış seçimleri ve sorumlulukları karşısındaki karmaşasını izlediğimiz genç kızın yolu dikenler üzerinden ilerliyor.
The Arbor / 2010
Clio Barnard’ın yönetimindeki belgesel İngiliz oyun yazarı Andrea Dunbar ve kızı arasındaki telaşlı ilişkiyi büyüleyici bir şekilde anlatıyor.
Tomboy / 2011
Celine Sciamma’nın çekildiği yıl epey ses getiren filmi Tomboy, cinsiyetinin farklılıklarını taşımayan bir kız çocuğunu konu alıyor. Filmin en güzel kısmı ise hemen hemen bütün çocuk oyuncularını amatörlerden oluşması.
Sweet Bean / 2015
Naomi Kawase’nin yönetmen koltuğunda oturduğu film bizlere tam olarak hayal kurmayı unutmamayı öğütlüyor. Kafe işleten yaşlı bir kadın ve yanında çalışmasına izin verdiği cüzzamlı elemanın hikayesini ele alan film, insanın içindeki iyiliğin yeşerdikçe umuda dönüşmesine çok güzel bir örnek oluşturuyor.
Frozen River / 2008
Courtney Hunt, yönetmenliğini üstlendiği bu filmde yasadışı yollardan göçmen taşımacılığını ele alıyor.
Me Without You / 2001
Sandra Goldbacher yönetmenliğindeki film iki yakın arkadaşı ve büyüdükçe araya giren sorunları ve hayatın akışını dramatik bir dille ele alıyor.
She, a Chinese / 2009
Xiaolu Guo’nun yönettiği filmde monoton bir yaşamın daha sonra nasıl bir trajediye döndüğünü izliyoruz.
Under the Skin / 1997
Carine Adler yönetimindeki filmin gergin atmosferi filmin başından sonuna kadar sizi sürüklüyor ve alıp götürüyor.
Red Road / 2006
Andrea Arnold’un yönetmen koltuğunda oturduğu film utanç, röntgencilik ve yüzleşme konularını tüm sertliğiyle ele alıyor.
Before Stonewall / 1984
Greta Schiller ve Robert Rosenberg yönetimindeki belgesel LGBTQ topluluğunun 1969’da isyana gittiği dönemi mercek altına alıyor.
A Simple Life / 2011
Ann Hui, Hong Kong Yeni Dalga Sineması’nın önemli temsilcilerinden biri olarak anılıyor. Bu filmiyle de bunu fazlasıyla kanıtlıyor!
My 20th Century / 1989
Ildiko Enyedi yönetimindeki film Macar ikiz kardeşlerin hayatına odaklanıyor. Yaşanılan dönemin anlatıldığı filmde bir yandan da gerçeküstü imgeleri inceliyor.
Kaynak: BFI