İstanbul Modern Sinema’da yeni sezon, Rus filmleriyle başlıyor. Çağdaş Rus sinemasının karanlıkta kalan yüzüne bakan “Bir Başka Rusya” adlı program, 19-29 Eylül tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşuyor.
İstanbul Modern Sinema’nın Türk Tuborg A.Ş’nin katkıları ve Seagull Films işbirliğiyle hazırladığı “Bir Başka Rusya” adlı program 19 Eylül’de başlıyor. Program, 21. yüzyılın sinemasına özellikle derin ve karmaşık psikolojik dramlarla damgasını vuran çağdaş Rus sinemasından son on yılın örneklerine yer veriyor.
Depresif ve kayıp bir Rusya resmi yerine, Komünizm sonrası, hızla küreselleşen toplumda genç nüfusun değişen kimlik arayışlarına dair hikâye ve karakterlerin yer aldığı “Bir Başka Rusya” adlı programda korkudan komediye, stil ve tür bakımından farklı örnekler bulunuyor.
6 film ilk kez gösterimde
Yerli gişede başarılı olmasına rağmen yurtdışında az bilinen filmlerin yer alacağı programdaki Aritmi, Yaşamak, Kış Yolculuğu, Kız Çocuğu, Mari Çayırının Kutsal Eşleri ve Kokoko adlı yapımlar Türkiye’de ilk defa izleyiciyle buluşacak.
Venedik’ten sonra İstanbul’da
Natasha Merkulova ve Aleksey Chupov’un yönettikleri ve Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan Herkesi Şaşırtan Adam, bir halk masalını fakir bir köyde yaşayan orman bekçisi Egor karakteri üzerinden yeniden uyarlıyor.
Cannes Film Festivali’nden FIPRESCI ödülüyle dönen Sırık / Beanpole adlı film Toronto’dan, Rus Gençliği adlı film ise Adana’daki Türkiye prömiyerinden hemen sonra ilk defa İstanbul Modern Sinema’da gösterilecek.
Bir Başka Rusya Programı
19-29 Eylül 2019
Aritmi
19 Eylül 19.00; 22 Eylül 15.00
Yönetmen: Boris Khlebnikov
Oyuncular: Aleksandr Yatsenko, Irina Gorbacheva, Nikolay Shrayber
Oleg, pratik zekâsı hayli yüksek bir ambülans görevlisidir. Stresli iş hayatını oldukça profesyonelce idare ederken, özel hayatında alkolizmin pençesindedir. Pratisyen hekim olan eşi Katya ile yaşadıkları problemlere karşı Oleg’in atacağı adımlar yalnızca kendisini değil, çevresindeki pek çok kişiyi de etkileyecektir. Aritmi, günümüz Rusyası’nın insan ilişkilerine ve sağlık sektörünün durumuna genç bir çiftin evlilikleri üzerinden bakan, etkileyici bir dram.
Zooloji
19 Eylül 13.00; 21 Eylül 15.00
Yönetmen: Ivan I. Tverdovskiy
Oyuncular: Masha Tokareva, Aleksandr Gorchilin, Natalya Pavlenkova
Natasha, orta yaşlı bir hayvanat bahçesi çalışanıdır. Neredeyse görünmez olduğu iş ve sosyal hayatında son derece mutsuzdur. Bir gün ansızın, bir kuyruğu olduğunu fark eder. Bu Kafkaesk kırılma, Natasha’nın kendisindeki bu göz ardı edilemez değişimi kabul etmesiyle, önünde yepyeni kapılar açar. Farklılığıyla güçlenen Natasha, artık daha cesur adımlar atabilmektedir. Zooloji, izleyiciye bu masalsı hikâyeyi yoruma açık bir alegori üzerinden aktarıyor.
Kış Yolculuğu
19 Eylül 15.00; 26 Eylül 13.00
Yönetmenler: Lyubov Lvova, Sergey Taramaev
Oyuncular: Aleksandr Alekseevskiy, Mariya Biork, Sergei Dorofeyev
Özgür ruhlu Erik, önemli bir yarışmada Schubert’in Kış Yolculuğu (Die Winterreise) eserine hayat vermeye hazırlanan yetenekli bir opera sanatçısıdır. Müzik hocası tarafından yetersiz görülen ve sürekli baskılanan Erik’in yolu, küçük bir kentten Moskova’ya gelip hırsızlık yapan Lyokha ile kesişir. Rusya’nın farklı sınıflarının temsilcileri olan bu iki karakter, hoşnutsuz oldukları hayatlarında omuz omuza verir ve birlikte adımlar atmaya başlar. Özellikle yabancılaşma ve homofobiye değinen Kış Yolculuğu, Moskova’nın ruhunu başarılı bir sinematografi ve Schubert’in müziği eşliğinde perdeye aktarıyor.
Mari Çayırı’nın Kutsal Eşleri
19 Eylül 17.00; 22 Eylül 13.00
Yönetmen: Aleksey Fedorchenko
Oyuncular: Yuliya Aug, Yana Esipovich, Vasiliy Domrachyov
Volga Nehri’nin batısındaki Mari etnik grubuna dair 23 kısa hikâyenin anlatıldığı Mari Çayırı’nın Kutsal Eşleri’nde, bu etnik gruba dair pek çok bilgi şiirsel bir anlatımla sunuluyor. Kendi büyülü dünyaları ve Rusya’nın kırsal gerçekliği arasında bir noktada yaşamlarını sürdüren kabilenin, kültürlerinde özellikle cinsellik ve ölüme ayırdıkları yer, film boyunca farklı karakterler üzerinden yansıtılıyor. Belgeseli andıran yapısıyla Batı Rusya’nın halen varlığını sürdürmekte olan bu pagan kabilesini perdeye aktaran film, hayli merak uyandırıcı folklorik detaylar da içeriyor.
Sırık
21 Eylül 17.00 ; 28 Eylül 17.00
Yönetmen: Kantemir Balagov
Oyuncular: Konstantin Balakirev, Andrey Bykov, Olga Dragunova
2. Dünya Savaşı’nın yerle bir ettiği 1945 Leningradı’nda savaş sonrası psikolojiyi anlatan Sırık, savaşın yalnızca binaları değil; insan ilişkilerini, aile bağlarını ve cinsiyetçilikten bireyselliğe kadar pek çok algısını da yıktığını vurguluyor. Sırık, savaşın hayatta kalanlar, özellikle de kadınlar üzerinde yarattığı travmayı Balagov’un bir önceki filmi Yakınlık’ta (Tesnota) da kullandığı gibi klostrofobik bir görsel dille perdeye aktarıyor. Genç yönetmen 2017’de Yakınlık ile Cannes’da kazandığı FIPRESCI Ödülü’nden iki yıl sonra, Sırık ile aynı ödülü 2. kez kazanmakla kalmayarak, bu sefer Belirli Bir Bakış kategorisinde En İyi Yönetmen Ödülü’ne de layık görüldü.
Kokoko
21 Eylül 13.00 ; 26 Eylül 19.00
Yönetmen: Dunya Smirnova
Oyuncular: Anna Mikhalkova, Yana Troyanova, Anna Parmas
Farklı sosyal sınıflardan iki kadının bir trende tanışıp geliştirdikleri arkadaşlığı konu alan Kokoko, komünist rejim sonrası Rusya’nın sınıflar arası iletişimsizliğini anlatan bir romantik komedi. Hayli entelektüel bir antropolog olan Lisa, yeni tanıştığı, düşük eğitimli Vika’yı evine davet eder ve böylece hayatında partilerle dolu bir dönem başlar. Entelektüel sınıfın problemlerini anlattığı İki Gün’den bir yıl sonra, Smirnova bir kez daha yeni Rusya’nın sınıfsal meselelerini izleyiciyle buluşturuyor. Film, temelde çok farklı olmalarına karşın birlikte eğlenen ve dertleşen bu iki kadın üzerinden komünizm sonrası değişen sınıf dinamiklerini perdeye taşıyor.
Yaşamak
22 Eylül 17.15; 29 Eylül 16.00
Yönetmen: Vasiliy Sigarev
Oyuncular: Olga Lapshina, Marina Gavrilova, Sasha Gavrilova
Hayat bulduğu Rusya kırsalındaki yaşam koşulları kadar sert bir anlatıya sahip olan Yaşamak, sevdikleri bir aile üyesini kaybeden üç farklı karakterin hikâyesini anlatıyor. Sigarev, kullandığı durağan kamera ve tercih ettiği uzun planlarla gerçekçi yaklaşımını güçlendiriyor. Ölümün yıkıcı etkileriyle mücadele ederken bir çeşit rahatlama arayışında olan karakterlerin kendilerine çizdikleri yollar üzerinden film Rus toplumunun karanlık tarafına bakıyor.
Herkesi Şaşırtan Adam
26 Eylül 15.00; 28 Eylül 13.00
Yönetmenler: Alexey Chupov, Natalya Merkulova
Oyuncular: Evgeniy Tsyganov, Natalya Kudryashova, Yuriy Kuznetsov
Rusya kırsalında odunculuk yapan Egor’un sıradan hayatı, kanserden dolayı yalnızca iki ayı kaldığını öğrenmesiyle alt üst olur. Yerel bir büyücüde derman arayan Egor’un çabaları sonuç vermez. Son çare olarak, duyduğu bir halk masalında kefeni yırtmayı başaran Zhamba’nın ayak izlerini takip etmeye karar verir. Bu yol, Egor’un herkesi bir hayli şaşırtmasına ve Rusya kırsalının ataerkil düşünce yapısını karşısına almasına neden olur. Gözlemci bir dille aktarılan film, günümüzde Rusya’nın cinsiyet meselelerindeki pozisyonunu çarpıcı bir dille ele alıyor.
Kız Çocuğu
26 Eylül 17.00; 28 Eylül 15.00
Yönetmenler: Aleksandr Kasatkin, Natalya Nazarova
Oyuncular: Mariya Smolnikova, Yana Osipova, Igor Mazepa
Inna, babası ve kardeşiyle Rusya kırsallarında yaşayan genç bir kızdır. Hayli muhafazakâr bir ortamda büyüyen Inna’nın hayatı, kasabaya yeni taşınan Masha ile arkadaş olmasıyla beraber değişir. Topluluğun alışılageldik geleneklerine uymayan genç kızları bir bir öldüren bir seri katilin varlığı ise kasabadaki aileleri diken üstünde tutmaktadır. Bu tekinsiz ortamda geleneksel ve modern hayatın çakışmasını Inna’nın aile ve sosyal hayatı üzerinden irdeleyen film, polisiye ile dramı etkili bir dille harmanlıyor. İzleyiciyi kendine çeken sinematografisiyle dikkati çeken Kız Çocuğu, doğruyla yanlışı, suçluyu ve suçsuzu kimin nasıl yargıladığına dair düşünmeye de itiyor.
Rus Gençliği
29 Eylül 14.00
Yönetmen: Alexander Zolotukhin
Oyuncular: Vladimir Korolev, Mikhail Buturlov, Filipp Dyachkov
Henüz 15 yaşındaki Alexey, 1. Dünya Savaşı’nda cepheye giden bir Rus askeridir. Gençliğin verdiği heyecanla, madalyalar kazanıp kahraman olmayı arzulayan Alexey’in hayatı, kendini ansızın içinde bulduğu ilk muharebeden sonra değişecektir. Kullanılan hardal gazıyla görme yetisini tamamen kaybeden Alexey, artık düşman uçaklarını dinleme ve gerekli uyarıları yapma görevini icra edecektir. Bu ilk filmini Brechtyen bir yaklaşımla inşa eden yönetmen, Rachmaninoff müziğinin de desteğiyle ilgi çekici, şiirsel bir sinema tecrübesi sunuyor.