Anksiyete Üzerine İzlemeniz Gereken 5 Film

Yazan: Enes Altınok

Sinema, ruh sağlığı ve ruh hastalıklarıyla ilişkin sayısızca filme beşiklik etmiştir. Bunların bazılarında ruh sağlığı konusunda seyircinin merakını perçinlemesi söz konusudur. Bazılarında ise ruh sağlığı ve hastalıklarının ötekileştirildiğini görüyoruz. Örneğin Todd Phillips’in Joker filmi ister istemez ruh hastalıklarına sahip olanların şiddete meyilli olduğuna dair sorunlu bir söylem taşımaktadır. Lakin bu yazının amacı ruh sağlığına kapsayıcı bir şekilde yaklaşmak yerine anksiyete, ya da dilimizde kaygı bozukluğu olarak bilinen durumların hangi filmlerde mevcut olduğunu incelemek.

Anksiyete, Amerikan Psikoloji Birliği’nin (APA) tanımına göre gerginlik, kaygılı düşünceler ve vücudun gerilmesi gibi unsurları içerir. Genellikle geleceğe yönelik olan anksiyete, ki salt geleceğe yönelik veya duruma karşı değil; insanlara veya diğer durumlara yönelik de gelişen ve uzun süreli bir tepkidir. Korku kavramıyla ortak yönleri olsa da, korku mevcut zamanda gösterilen ani tepkidir. Kişi, anksiyete karşısında kendi içine çekilebilir, duygusal olarak paralize olabilir.

Anksiyete, sinema için geniş anlatım olanakları sunabilir. Karakter/lerin çatışmalarını, anksiyete deneyimlerini senaryo, ses kuşağı, kurgu teknikleri ve kamera açılarıyla yaratıcı bir şekilde seyirciye aksettirebilir. Dolayısıyla bu yazının meramı anksiyeteyi en iyi şekilde ele aldığını düşündüğümüz beş film üzerine kurulu bir öneri listesi. Amaç, endorfin salgılatan filmler sunmaktansa anksiyeteyi doğrudan veya dolaylı olarak ele alan filmleri sıralayarak seyircinin anksiyete mefhumu üzerine yoğun düşünmelerini ve anksiyeteyle boğuşan seyircilerin de kendilerinden parçalar birleştirmelerini sağlamaktır.

Punch Drunk Love (Paul Thomas Anderson, 2002)

Filmin konusu, Barry Egan (Adam Sandler) adlı tuvalet alet edevat satan bir satıcı etrafında gelişir. Barry, yaşadığı anksiyeteden dolayı insanlarla sınırlı iletişim kurar. Çalıştığı yerde duvar kenarında oturarak çalışır. Ablaları karşısında sürekli ezilen ve yaşadığı anksiyete nedeniyle kendini ifade etmekte zorlanan birisi. İçindeki kaygısının büyümesi nedeniyle camları kırma veya objeleri fırlatma gibi eğilimler göstermektedir. Bu filmde yalnızlık, yabancılaşma depresyon ve anksiyeteyi bir arada işleyen Anderson, bu olguları yaşayan insanların çevreleri tarafından anlaşılmamaları, iletişimsizliği ustaca işlemiştir.

Ferris Bueller’s Day Off (John Hughes, 1986)

Anaakım film örnekleriden biri olsa da, filmin yan karakterlerinden biri olan Cameron üzerinden anksiyeteyi başarılı bir şekilde işleyen gençlik komedilerinden birisidir. Filmin konusu, Ferris Bueller (Matthew Broderick) adlı bir gencin ailesinden gizli olarak okulu arkadaşlarıyla kırıp Chicago’nun altını üstüne getirmesi üzerinedir. Ferris’in yakın arkadaşı Cameron (Alan Ruck), yüksek derecede sosyal anksiyete yaşayan birisidir. Evden çıkmayı reddeden, babasıyla sorunlar yaşayan ve arkadaşları mutluyken dahi kendi kaygısını yönetmekte zorlanan birisi. Elbette bu anksiyetenin işlenmesi bir yandan Alan Ruck’ın başarılı oyunculuğu sayesinde gerçekleşiyor.

I Hired A Contract Killer (Aki Kaurismaki, 1990)

Anksiyete

Londra’da yaşayan Henri Boulanger (Jean-Pierre Léaud) adlı Fransız göçmen çalıştığı iş yerinde kimseye iletişim kuramaz. Kendi başına takılır ve belli bir rutini vardır. Bu rutinleri, sosyal anksiyetesi ve işten çıkarılması nedeniyle intihara girişir. Ancak intihar etmeyi beceremeyince kendine bir kiralık katil tutar. Kaurismaki, Londra’nın tekinsizliği ve Henri Boulanger’i mekansal olarak iş arkadaşlarından ayırması, loş ışıklı evinde tek başına bırakarak anksiyetesini yansıtıyor. Jean-Pierre Léaud ise Truffaut’nun Antoine Doinel serisinden bildiğimiz biri olarak kendine güvensiz hareketleri, kaygılı gözleri ve dil bariyeriyle anksiyeteyi çok katmanlı bir şekilde yansıtıyor.

Dünyaya Düşen Adam (Nicholas Roeg, 1976)

Anksiyete

Walter Tevis’in aynı adlı romanından uyarlanan 1976 yapımı film, kendi gezegeninde hayatta kalan bir avuç insana su kaynağı sağlamak için dünyaya gönderilen Thomas Jerome Newton’ın (David Bowie) dünyadaki insanlarla imtihanını işliyor. Film, Newton’ın teknolojiler geliştirerek kısa zamanda zengin oluşunu fakat insan medeniyeti hakkında bilgi edinirken yalnızlaşma, yabancılaşma ve anksiyete duygularıyla boğuşmasını ele alıyor. Roeg’in hızlı kesmeli kurgusu ve kameralarıyla Bowie’nin gizemli ama ürkek, melankolik ve kaygılı oyunculuğu Dünyaya Düşen Adam filminin seyirciyi anksiyete ve yabancılaşma konuları üzerine yoğun düşünce mesailerine itiyor. Film aynı zamanda tüketim kültürü ve insanların iletişiminin tekdüşeleşmesine yönelik bir hiciv niteliği de taşıyor.

Kaygı (Ceylan Özgün Özçelik, 2017)

Anksiyete

Ceylan Özgün Özçelik’in ilk uzun metraj filmi olan Kaygı, bir televizyon kanalında belgesel kurgusu yapan Hasret’in (Algı Eke) televizyon yönetimi tarafından haber kurguculuğuna aktarılmasını ele alır. Özçelik, ses kuşağında sesleri birbirine kararak anksiyeteyi ses üzerinden de yansıtıyor. Hasret karakteri üzerinden toplumsal travmalar ve bireysel travmaların birbirine geçerek bireysel anksiyetenin toplumsal anksiyeteden ayrılamayacağı işleniyor. Hasret’in belgesel kurguculuğundan haber kurculuğuna geçmesi de kendi kaygısı ve bireysel/toplumsal paranoyasının içerişinden daha da geçmesi gerektiğini temsil ediyor. Anksiyete ya da kaygı, genellikle geleceğe yönelik olsa da geçmiş tarafından da tetiklenebilmektedir.

Anksiyete Üzerine İzlemeniz Gereken 5 Film Önerisi listesi sosyal anksiyete, genel anksiyete, yabancılaşma ve yalnızlık konularını işleyen filmleri sizler için sıraladı. Peki bu filmler arasından izledikleriniz var mı? Varsa filmlerle anksiyete bağlamında nasıl bir bağ kurdunuz? Filmleri izlemediyseniz, izlediyseniz veya yeniden izleyecekseniz, bu listeyle sizlere iyi seyirler ve kaygılarınız üzerine aktif bir düşünme süreci dileriz!

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir