Gints Zilbalodis’in yönettiği Flow, insanların yok olduğu bir dünyada bir kedi, lemur, kapibara ve köpeğin yükselen sel karşısında beraber hayatta kalma hikayesini anlatıyor. Serbest erişime açık Blender programıyla animasyonu yapılan film, özgün animasyonuyla insan odaklı ve antropomorfik üsluba kaçınmadan da hayvanların gözünden de hikayelerin anlatılabileceğini gösteriyor. 2024 Cannes Film Festivali’nde Un Certain Regard seçkisinde gösterilen Flow Annecy, Annie ödüllerini kucaklamakla birlikte Altın Küre Ödülü’nü kazanan ilk Letonya filmi olma şerefine de nail oluyor.
İnsansız Dünyada Hayatta Kalma Serüveni

Baştan belirtmek gerekir. Hayvan odaklı hikayeler sinemada pek yer almaz. Öyle ki, Jack London’ın Vahşetin Çağrısı 1935 ve 2020 yıllarında uyarlanmış olmasına rağmen, romandaki Buck’ın yerine onu sahiplenen insanın gözünden hikayeyi anlatır. Flow ise, insanların yok olduğu bir dünyada, doğal felaketlerin hüküm sürdüğü bir dünyayı tasvir eder. Bu dünyada baş kişimiz bir kedidir. Devasa sekreter kuşlarının ve köpeklerin avı olmaktan kaçmayı sürdürür. Ancak evini sel başması, onun yolunu lemur, köpek, kapibara ile kesiştirir. Sanki “Nuh’un Gemisi”ymiş gibi bir yelkenlide beraber seyahat ederler. Sular basan dünyada sürüsü tarafından dışlanan bir sekreter kuşu da yelkenlinin ferdi olur.
Film, hayvanlara antropomorfik özellikler, yani konuşma yetisi, iki ayak üstünde durmak vb. gibi, yüklemek yerine hayvanları olduğu gibi yansıtan ve onların gözünden seller basmış, insanların yok oluşunun ardından yeşillikler ve sular altında kalan bir dünya tasviri çiziyor. Hayvanların kendi karakteristik özelliklerini kesiştirerek diyaloğun sadece insanların egemenliğinde olmadığını gösteriyor. Filmin en önemli önermesi, her türlü felakete rağmen dostluğun sarsılmaz olmasıdır. Felaketlerin, zamanında birbirine yabancı ve belki de düşman olanları dost yapabilmesi anlatısı filmin bütünleştirici söylemini gözler önüne seriyor.
Akışkan Animasyon

Flow, Fransa, Belçika, Letonya ve Avrupa Birliği fonlarından destek alarak gerçekleştirilen bir film. Gints Zilbalodis, film yapım sürecinde açık erişimli Blender uygulamasını kullanarak filmin animasyonunu tasarlamıştır. Bir anlamda animasyonun büyük stüdyoların egemenliğinde olmadan da animasyonun sınırlarının zorlanabileceğini de gösteriyor.
Filmdeki animasyon anlayışını mercek altına aldığımızda ise filmin dünyası sanki gerçek dünyanın birebir kopyası gibi olduğunu görürüz. Ağaçlar, sular, çiçekler ve gökyüzü nefes alan, filmin haletiruhiyesini yansıtacak şekilde kurgulanmış. İnsanların yok olmasına rağmen distopik bir dünya yerine, yükselen sulara rağmen hayat dolu bir dünya tasviriyle seyirciyi karşı karşıya bırakıyor. Filmin bir kısmındaki kozmik animasyon da filmin genel izleğindeki gerçekçi anlatıdan çıkarak doğaüstü bir üslup da benimsiyor.
Karakterlerin cel-shaded olarak canlandırılmaları da doğanın tasviriyle zıtlığı barındırmaktadır. Bu zıtlık da filmin genel animasyonunun akışkanlığını göstermektedir. Flow, anlattığı dostluk, hayatta kalma, karakter-doğa çatışmasını böylece sınırları zorlayan bir animasyon anlayışıyla anlatıyor.
Nihayertinde yılın en özgün anlatımlarından birine sahip olan ve animasyon tarihine de mührünü sağlam bir şekilde basan Flow, tamamen hayvanların mizansenine dayanarak bir grup hayvanın yükselen seller ve doğa felaketleri karşısında beraber hayatta kalmalarını ele alıyor. Filmin gösterimleri ülkemizde halen devam etmektedir. Filmi izlemeden önce aşağıdaki fragmana göz atmanızı mutlaka öneririz: