Animeler Japon kültürünü dünyaya tanıtan en önemli araçlardan biri. Bu sanatın öyle temsilcileri var ki -Hayao Miyazaki gibi- filmleriyle sadece kendi ülkesinde değil, tüm dünyada kalplere dokunuyor. Ancak yaşlandıkça yorulmuş gözlerinden ve ellerinden şikâyet etmeye başlayan Miyazaki, uzun bir süredir emeklilik sinyalleri veriyor. Bunun üzerine alternatif arayışına girilen sektörde son yıllarda yükselişe geçen Makoto Shinkai, hızla büyüyen izleyici kitlesi ve imzası haline gelmiş detaycı çizgileri ile dikkat çekiyor.
Miyazaki’nin kariyerinde hızla yükseldiği yıllarda doğan Shinkai, yönetmenin filmlerini büyük bir hayranlıkla izleyerek büyüdü. Miyazaki’nin Laputa: Castle in the Sky, Nausicaa ve The Castle of Cagliostro, Hideaki Anno’nun The End of Evangelion ve Mamoru Oshii’nin Patlabor 2 adlı eserlerini en sevdiği filmler arasında sıralamaktadır.
Çocukluk yıllarını Nagano’da geçiren Shinkai, küçük yaşlardan itibaren manga ve animelere büyük bir ilgi duydu. Chuo Üniversitesi’nde Japon Edebiyatı eğitimi alırken edebiyat kulüplerinde de aktif olarak görev aldı ve resimli kitaplar hazırladı. Eğitimini tamamladıktan sonra video oyunu firması Falcom’da çalışmaya başlayan Shinkai, burada oyun video klipleri ve grafik tasarım işleri ile ilgilendi. Burada ilerleyen yıllarda da beraber filmler üreteceği besteci Tenmon ile tanışma şansını da yakaladı.
She and Her Cat (Kanojo to kanojo no neko, 1999)
1999 yılında beş dakikalık ilk animesi She and Her Cat (Kanojo to kanojo no neko)’i olabilecek en az yardımla hazırlayan Shinkai, bu çalışması ile DoGA CG Animasyon Yarışması’nda büyük ödüle layık görüldü. Bir kedi ve büyük bir hayranlık duyduğu sahibi arasındaki sıcak bağın etrafında şekillenen bu sevimli hikâye, yönetmenin kendi küçük apartman dairesinden ve mahallesinden esinlenerek yarattığı mekanlarda hayat bulmuştur.
Voices of a Distant Star (Hoshi no koe, 2003)
2003 yılına geldiğimizde sonraki yapıtlarında sıklıkla önümüze çıkaracağı bilimkurgu ve dram temalarının ilk eseri olan Voices of a Distant Star (Hoshi no Koe)’ı yayınlayan Shinkai, teknolojinin bizi birbirimize bağlarken aynı zamanda nasıl uzaklaştırdığını gösteren 25 dakikalık bir ‘’uzak ilişki’’ filmi ile karşımıza çıkmıştır. Japan Media Arts Festival Ödülü, Animation Kobe Ödülü ve Seiun En İyi Medya Ödülü gibi başarılı geri dönüşler alan yapım, DVD Verdict’in En İyi 100 Film listesinde de kendisine yer bulmuştur.
The Place Promised in Our Early Days (Kumo no mukô, yakusoku no basho, 2004)
Son filminin bıraktığı etki daha dağılmamışken, 2004 yılında The Place Promised in Our Early Days (Kumo no mukô, yakusoku no basho) ile gündeme gelen Shinkai, filmin yönetmenliği, senaryo yazarlığı, kurgusu ve yapımcılığından sorumlu olmuştur. Alternatif bir geçmişte; Sovyet işgali altındaki Hokkaido’da geçen eserde, birbirine söz veren üç yakın dostun ayrı hayatlara savrulduktan yıllar sonra bir araya gelme macerası ve bir ‘kule’ ile olan mistik ilişkileri işlenmiştir. Paralel evren çözümlemeleri, hızlı sahne geçişleri ve sürükleyici kurgusu eleştirmenlerden olumlu yorumlar alan film, yönetmenin imzası haline gelen detaylı mekân çizimleriyle öne çıkmaktadır. Kanada Fantasia Film Festivali, Seul Çizgi Roman ve Animasyon Film Festivali ve Japonya’daki çeşitli yarışmalardan ödüllerle dönen film, sonrasında sekiz bölümlük bir manga serisine dönüştürülmüştür.
5 Centimeters Per Second (Byousoku 5 centimeter, 2007)
2007 yılına geldiğimizde Shinkai yeni filmi 5 Centimeters Per Second (Byousoku 5 Centimeter) büyük bir çıkış yapar. Kiraz çiçeklerinin düşerken saniyede 5 santimetre yol almasından ilham alan film, “The Chosen Cherry Blossoms”, “Cosmonaut” ve “5 Centimeters Per Second” adlı birbiri ile bağlantılı üç kısa hikâyeden oluşmaktadır. Yetişkinliğin getirdiği sorumluluklar ve artan mesafelerin yönetmenin metaforik anlatımı ve muazzam görsel detaylarla işlenişi tüm dünyada ses getirmiş; film Asya Pasifik Ekran Ödülleri’nde ‘En İyi Animasyon İçeriği’ ödülüne layık görülmüş, anime ve film sitelerince en iyiler arasında listelenmiş, ilerleyen yıllarda da manga ve roman adaptasyonları ile ses getirmeye devam etmiştir. Yönetmenin detaylı çizimleri, şiirsel anlatımı ve Tenmon’un unutulmaz besteleri ile hayat bulan film, yönetmenin daha sonraki yapıtlarda da sıkça karşılaşacağımız duygu yoğunluğu ve melankolinin etkisiyle de seyircisini büyülemekte.
Children Who Chase Lost Voices (Hoshi o ou kodomo, 2011)
Yönetmen ilerleyen dönemde Satoshi Kon ve diğer pek çok çizer ile beraber hazırladığı Ani*Kuri15 mini çalışmasını yayınladı. 2011 yılına geldiğimizde Children Who Chase Lost Voices (Hoshi o ou Kodomo) filmini yayınlandığında ise izleyiciler Ghibli yapımlarını andıran masalsı bir anlatım ile karşılaştılar, nitekim baş kahramanlarımız Asuna ve Shun da Miyazaki filmlerinden fırlamış gibiler. Agarta efsanesine kattığı yorumla da çok konuşulan Shinkai, sıcacık bir hikâyeye ek olarak hem görsel hem de işitsel tatmin sağlayan bir deneyim sunmuştur.
Garden of Words (Kotonoha no niwa, 2013)
2013 yılında 46 dakikalıkşaheseri Garden of Words (Kotonoha no Niwa) ile karşımıza çıkan Shinkai oldukça basit bir konuyu, göz dolduran görsellik ve yağmur sesinin eşlik ettiği şiirsel bir anlatım ile sarmalayarak izledikçe huzur veren bir yapıta dönüştürüyor. Şehrin kaosundan ve hayatlarındaki problemlerden birkaç dakika bile olsa sıyrılmak isteyen iki insanın yağmur altındaki uzun sohbetlerini son derece akıcı bir kurguyla işleyen filmin önemli bir kısmı Tokyo’nun merkezindeki Shinjuku Gyoen Ulusal Bahçesi’nde geçiyor. Mekân seçimlerinde titiz davranan yönetmen, 2011’de yaşanan büyük depremin sonrasında on seneden fazla yaşamış Shinjuku’daki en sevdiği ölümsüzleştirmek istediğini belirtmiştir.
Yağmur, Japon bahçesi ve kadim Manyoshu şiiri filmin önemli elementleri; karakterlerimizin birbirlerine tanka (bir tür Japon nazım biçimi) ile veda etmesiyle de öne çıkıyor bu durum. Günümüzde romantik aşk anlamında kullanılan ‘koi’ kelimesinin geleneksel anlamına yani ‘hüzünlü yalnızlık’ kavramına vurgu yapan film, yalnızlığı ve yalnızlık içindeki birine duyulan özlemi konu ediniyor. Ancak yönetmenimiz yalnızlığı düzeltilecek bir kusur olarak görmediğinin altını çizerek, yalnız ve sosyal olarak tamamlanmamış hisseden bireylere iyi hissettirecek bir eser yarattığını umut ediyor. Ulusal ve uluslararası festivallerden prestijli ödüllerle dönen yapım iTunes’ Best tarafından da 2013’ün en iyi animasyon filmi olarak değerlendirilmiştir.
Your Name (Kimi no na wa, 2016)
2016 yılına kadar kısa reklam filmleri ile ilgilenen Shinkai, sonunda Your Name (Kimi no Na Wa) ile sinema salonlarına döndüğünde tüm dünyada muazzam bir başarı yakalar. Gişe başarısı öyle muazzam olur ki, sadece orijinal gösterimi döneminde 350 milyon dolardan fazla hasılat yapar. Ülkesinde de Miyazaki’nin ‘Spirited Away’ filminden sonra en çok izlenen ikinci Japon yapımı olur ve haftalarca gişe rekorları kırmaya devam eder; hatta sonraki yıllardaki TV gösterimleri ile de reyting rekorları kırar. Film aynı zamanda Miyazaki tarafından yönetilmeyen ve 100 milyon dolar hasılat barajını geçen ilk Japon animasyon yapımı ünvanını taşımaktadır.
Eser biri küçük bir kasabada, diğeri de Tokyo’da yaşayan ve birbirini tanımayan iki gencin farklı bedenlerde uyanması ile başlar. İmkânsız aşklar ve paralel evrenler gibi bilindik Shinkai temaları ile bezeli film, Şintoizmi filmin ana eksenine oturtması ve kadim Japon geleneklerini dünyaya tanıtmasıyla da yoğun ilgi toplamıştır. 2011 depremi sonrası Yuriage, Natori’yi ziyaret eden ve ‘bu benim kasabamın başına da gelebilirdi’ fikrinden yola çıkarak hikayesini oluşturan Shinkai, bu filminde de gerçek mekanlardan çokça esinlenmiştir: Hida şehri kütüphanesi ve Shinjuku’daki pek çok mekâna filmde rastlamamız mümkün. Yönetmenini uluslararası arenada öne çıkaran film gerek ödülleri gerek de olumlu eleştirileri ile Shinkai’yi sonunda hak ettiği yere taşımıştır.
Weathering With You (Tenki no ko, 2019)
Sonraki üç yıllık dönemde ticari kısa filmlere ve müzik videolarına dönen Shinkai, 2019’da Weathering With You (Tenki no ko) ile tekrar seyirci karşısına çıkmıştır. Konusu ve karakterleri itibariyle Your Name’i andıran yapım, Taki ve Mitsuha’yı tekrardan görmemize olanak sağlayan cameo detayı ile de önceki filmden beslendiğini alenen sergilemiştir. İki film arasındaki diğer bir ortak özellik ise büyüleyici ve detaylı çizimleri ile uzun uzun seyrettiğimiz gökyüzü manzaraları. Havayı kontrol etme yeteneği olan ‘günışığı kızları’ndan biri olan Hina ve evden kaçan lise öğrencisi Hodaka’nın dostluğu üzerine kurulan bu sürükleyici hikâye, yan karakterler amca ve yeğen Suga, Nagi ve Fumi’nin katılımıyla daha da renkli hale geliyor. Shikao Suga’ya duyduğu hayranlıktan ötürü Suga soyadını seçtiğini belirten Shinkai, aynı zamanda filmiyle Japonya’da yaşanan hızlı iklim değişikliğine, özellikle de yaz aylarında giderek artan yağış miktarına dikkat çekmek istediğini belirtmiştir.
Önceki filmiyle büyük bir uluslararası tanınırlık kazanan usta çizer, bu yapımında büyük şirketlerden pazarlama desteği ve sponsorluk teklifleri almıştır (bunu ürün yerleştirme yoğunluğundan da görebiliyoruz). Nitekim tüm bu çabalar sonuç vermiş; film daha yayınlanmadan 140 ülkede vizyona gireceği üzerine anlaşılmıştır ki bu sayı 135 ülkede gösterilmiş olan Your Name’den de fazla. 190 milyon dolardan fazla hasılat yapan film 2019’un en çok kazandıran Japon filmi ünvanını almıştır. Tüm zamanların en çok hasılat yapan yedinci anime filmi ünvanını da korumaktadır. Tokyo’dan, özellikle de Shinjuku’dan birçok mekânı birebir modelleyen Shinkai, bu eseriyle ülkesinin Akademi Ödülleri temsilciğinin yanı sıra prestijli film festivallerinin kazananı olmuştur.
Hızlı yükselişinin ardından atılan “Yeni Miyazaki” manşetlerini gülümseyerek geçiştiren yönetmen, hayranı olduğu sanatçıya benzetilmenin bir onur olduğunu belirtiyor. Bize de henüz 49 yaşında olan başarılı yönetmenin gelecekteki başarılı çalışmaları beklemek kalıyor. 11 Kasım’da ülkesinde gösterime girmesi planlanan son filmi ‘Suzume no Tojimari’yi sabırsızlıkla bekliyoruz.