“Perde büyülü bir dünyadır. Öyle bir gücü vardır ki, duyguları başka hiçbir sanat formunun yanına bile yaklaşamayacağı bir şekilde ortaya koyar.”
Stanley Kubrick
Sanatın amacı kısaca; duyu, algı ve heyecanlarımızı özgün bir biçimde başkalarına ulaştırmaktır. Yedinci sanat olan ve neredeyse diğer tüm sanat dallarını bünyesinde bulunduran sinema ise bunu en etkileyici, en açık biçimde ortaya koyan dallardan biridir. Bu kadar etkileyici ve açık olmasının en önemli sebeplerinden biri de filmde var olan dünyanın gerçekliğine ikna olmamızdan kaynaklanır. İkna olmakla beraber imrendiğimiz veyahut güzelliğine kendimizi kaptırdığımız bu dünyaların kurulmasını, var olabilmesini sağlayan kişiler ise sanat yönetmenleri ve onların ekipleridir. Bu güzelliği fiziki olarak ele alırsak, bazı biçimlerin bize verdiği duyuş olarak tanımlayabiliriz. Güzellik duygusu, duyularımız arasındaki biçim bağlantılarının hoşa giden birliğidir. Bu birliği temel alarak kurulan bir sanat teorisinin ise üç basamağı vardır. Bunlar;
1- Maddi özelliklerin – renk, ses, hareket ve birçok karışık, tanımlanamayan fiziki dış tepkiler- algılanmasıdır.
2- Bu gibi algıların hoşa giden biçimler ve kalıplara dökülmesidir.
3- Algıların düzenlenmesinin daha önceden var olan bir duygu veya heyecan durumuna uyumlanmasıdır.
Böylece duygu, heyecan ve sanat ifadesini beyaz perdede bulmuş olur. Görselliğin bu uzun ve detaylı yolculuğuna çıkarken öncelikle sanat yönetiminin tam olarak ne anlamaya geldiği ve sinema dünyasında ne gibi görevleri olduğunu anlatarak başlayalım.
Sanat Yönetimi: Bir departman olarak sanat yönetimi, sadece sinemada değil, birçok alanda -reklam, dizi, klip, tiyatro vb.- iş organizasyonu yapan, proje hazırlık sürecinde, senaryo çözümleyerek dekor ve aksesuar tasarımları yapan; mekan arama, dekor kurulumu ve aksesuar temin/üretim aşamasını yöneten; çekim/prova esnasında dekor ve aksesuar düzenlemelerini yaparak, çekim sonrası çalışmaları yöneten ve mesleki gelişim faaliyetlerini yürüten nitelikli bir birimdir. Bu birimin başında yönetim işini üstlenen kontrol mekanizması ise sanat yönetmenidir. Sanat yönetmeni ve ekibi, doğrudan yapım tasarım departmanının altında çalışmaktadır. Sanat yönetmenliğinin bir meslek olarak var olmadığı dönemde sanat ekibinin ve yönetmeninin yaptığı işleri yapım tasarımcısı ve ekibi üstlenmekteydi. Sanat yönetiminin yapım tasarımından ayrı olarak bir meslek olarak gelişmesinin spesifik bir tarihi olmasa da kültür politikaları çerçevesinde yapılandırıldıktan sonra yalnızlığa terk edilen sanat üretimi, ağırlıklı olarak 1980 sonrası tüm dünyada etkisini göstermiştir. “Sanatın şirketleşmesi” olarak da gözlemlenen, sanat üretiminde oluşan değişimin “özel sektör girişimciliği” olarak şekillenmesi ile Türkiye’de, özellikle İstanbul’da sık sık telaffuz edilen ve 2000 sonrası oluşan kültürel hareketlilik içinde resmiyet kazanmış yeni bir meslek haline gelmiştir.
Ne yazık ki günümüzde Türk sinemasında sanat yönetmeninin en çok ilgilendiği kısımlar dekor ve kostümdür. Departmanın ilgilenmek durumunda olduğu diğer kısımlar – makyaj, mimari, müzik vb.- göz ardı edilmekte dekor ve kostüm kadar önemsenmemektedir. Dünya sinemasında ise sanat yönetmeni, bunların yanı sıra senaryonun gerektirdiği müzik ve filme ilişkin sanatsal her detayla ilgilenen kişi olarak da nitelendirilmektedir.
Sanat Yönetmeninin Sorumlulukları
Ulusal Meslek Standardı’na göre sanat yönetmeninin sorumlulukları bir prodüksiyon zaman çizelgesinde şu şekilde özetlenebilir:
Çekim Öncesi
a. Araştırma, Planlama ve Tasarım
– Ön görüşmeler sırasında yönetmenle senaryonun bütün boyutlarını ve yönetmenin filme yaklaşımını tartışmak.
– Senaryoyu bir bütün olarak analiz ederek mekan, dekor, aksesuar ve kostüm tespiti yapıp eksiklikleri belirlemek.
– Hikayeyi ve karakterleri analiz etmek.
– Filmin döneminin olaylarını, genel konuları ve uygun tasarım elemanlarını araştırmak.
– Yeni fikirler üzerinde yönetmenle iletişim halinde olmak ve yönetmenle bir anlaşmaya varmak.
– Bütçe gereksinimlerini araştırmak.
– Mekan sorumlusu ile mekan bulmak ve onaylatmak.
– Kıyafetleri, filmde görünecek tüm aksesuarları ve mekanları yönetmen ve görüntü yönetmeni ile tartışmak.
– Filmin hikaye, tarz ve dramatik içeriğine en uygun şekilde mekan ve dekorlarını tasarlamak.
– Dekor ve kostümler için teknik kişilerle görüşmek. (kostüm ve dekor tasarımcıları, mimar, ressam, terzi, kuaför, makyöz vb.)
– Filmde çalışacak sanat ekibini belirlemek ve işleri yönlendirmek.
– İnşaa halindeki dekorları denetlemek.
– Filmin mekanları ve dekorları için ışık tasarımı aşamasında bilgi sahibi olmak ve görüntü ekibinin ihtiyaçlarına uygun değişiklikleri gerçekleştirmek.
– Bütün mekan ve stüdyolar hakkında yönetmen ve görüntü yönetmeni ile paylaşmak.
– Çekim esnasında gerekli olacak sanat ekipman listelerini oluşturmak veya oluşturulmasına önayak olmak.
b. Hazırlıkların Tamamlanması
– Çekim planına uygun olarak sanat ekibine çalışma programı çıkarmak.
– Mekan ve kiralık dekor listesini yapmak ve prodüksiyon amirine kullanım günlerini bildirmek.
– Oyuncu provalarını ziyaret etmek.
– Kostüm departmanı ile iş birliği içerisinde kostüm, saç ve makyaj provaları yapmak.
Çekim Sırası
– Gün içindeki çekim sırasına göre sanat çalışmalarını ve ekibini koordine etmek.
– Çekilecek sahnenin provalarında bulunmak.
– Çekim devam ederken bir sonraki sahnenin mekan ve oyuncularının hazırlanması için ekibin bir kısmını koordine etmek.
– Sahneler arasındaki kostüm ve mekan hazırlıklarını planlamak.
– Objektife ve kadraja göre dekor ve kostümlerde istenen değişiklikleri gerçekleştirmek.
– Her plan için gerekli kostüm ve dekorların devamlılığını sağlamak.
– Dekor ve kostüm notlarının devamlılık yazmanına ulaştığından emin olmak.
– Ertesi günün ilk planı için gereken mekan ve kostümleri çekime hazırlamak.
– Kullanılmayacak malzemenin iadesini kontrol etmek.
– Yönetmen, yapımcı, görüntü ekibiyle bir önceki günün iş kopyalarını görmek.
– Kostüm, dekor ve makyaj sorumluları ve yönetmen asistanıyla iş kopyaları hakkında konuşmak.
– Sanat ekibini bir basamak sonraki iş için uyarmak, hazırlamak.
– Çözüm odaklı bir biçimde çıkan problemlere alternatif materyaller ve planlar üretmek, hayata geçirmek.
Çekim Sonrası
– Ek sahne veya plan için gerekli sanatsal hazırlıkları gerçekleştirmek.
– Kullanılan tüm dekor, kostüm ve aksesuarları tekrar kullanılacak şekilde arşivlenmesini sağlamak.
– Kiralanmış malzemelerin iade edilmesini sağlamak.
– Kullanılan mekanlar ve stüdyolar düzenlenirken bilgi vermek.
Tüm sanat dalları içinde sadece sinema, birçok departmanın, buradaki kişilerin birlikte ve ortaklaşa yaptığı bir çalışmadır. sinema biçiminin oluşumu hepsinin katkıları ile gerçekleşir. Bu nedenle ortaya çıkan biçimde hepsinin ortaklaşa katılımının sonuçları bulunur. Bu sonucun tayin edilmesi ise yönetmenin iradesi ile gerçekleşip seyirci ile buluşma aşamasına gelir. Sanat yönetimi ile olduğu gibi diğer departmanlar, oyuncular ile de yönetmenin mutlak uyum ve işbirliği gerekir.
“Eğer bu birliktelikte gerçek bir yaratıcı atmosfer oluşuyorsa oluşturulabiliyorsa, şu ya da bu düşüncenin kimden çıktığı, olağanüstü bir ışık etkisinin nasıl yaratıldığı, ilk kimin aklına geldiği, bir objenin ya da mekânın kaydında en şahane açının nasıl yakalandığı tamamen önemsizleşir. Dolayısıyla kameramanın, yönetmenin, sanat yönetmeninin baskın rolünden söz etmek mümkün değildir. Kaydedilen görüntü organik bir bütüne dönüşür, yani orada her türlü ihtiras her türlü bencillik kaybolur.”
Andrey Tarkovski
Sanat yönetimi sanılanın aksine rastgele ilerleyen bir alan değildir. Senaryo odaklı kurulan bir düş dünyasının somut ve ayrıntılı çözümlemesidir. Bu sebeple sanat yönetimi, üslup ve tarzı belirleyen önemli bir alandır. Tüm görevlerinin yanı sıra sanat yönetimi bir ikna sanatı olarak da görülebilir. Filmin kendi gerçekliğini inandırıcı bir biçimde yansıtabilmesini sağlayan tüm etkenlerin üreticisi, kurucusu ve yöneticisidir.
Sanat yönetmeninin bir düş dünyasını hayata geçirebilmesi için haliyle bir yönetmene ve görüntü yönetmenine ihtiyacı vardır. Film yapımının inandırıcı ve güzellik duygusunu canlandırıcı nitelikte olmasını sağlayan en önemli şey; yönetmen, görüntü yönetmeni ve sanat yönetmeninin uyum içinde çalışabilmesidir. Teknik dil, artistik ve teknik vizyon, devamlılık ve yaratılan görsel kimlik birbirleriyle uyumlu bir bütün oluşturduğu sürece özgün bir biçimde var olabilir.
Sanat Yönetiminin Başlıca Zorlukları ve Sorumluluklarının Önemi
Bu uyum sürecinde sanat yönetmenlerinin karşılaştığı büyük zorluklardan biri, istenen ruh hallerini, mesajları, kavramları ve ortaklaşa gelişen fikirleri görüntülere çevirmektir. Beyin fırtınası sürecinde sanat yönetmenleri, meslektaşları ve müşteriler bitmiş parçanın veya sahnenin nasıl görünebileceğini keşfederler. Zaman zaman sanat yönetmeni, ortak hayal gücünün vizyonunu sağlamlaştırırken katkıda bulunanların fikirleri arasındaki çelişkili gündemleri ve tutarsızlıkları çözmekten de sorumludur.
Sanat yönetmeninin sorumlu olduğu başka bir şey ise sanatsal üretimin vizyonunu denetlemek ve birleştirmektir. Özellikle, genel görsel görünümünden ve görsel olarak nasıl iletişim kurduğundan, ruh hallerini nasıl uyandırdığından ve psikolojik olarak hedef kitleye hitap etmekten sorumludurlar . Sanat yönetmeni görsel öğeler, hangi sanatsal stillerin kullanılacağı ve hareketlerin ne zaman kullanılacağı konusunda kararlar verir. Bu karar ve sorumluluklar, tek bir insana belki de olması gerekenden çok daha büyük, riskli ve ayrıntılı bir görev yükler.
Sanat yönetmeni, ana kompozisyonda konuya esas olan başta ana karakter olmak üzere bütün oyuncularla ilgili çevresel faktörlerin – kostüm, mekan, müzik, dekor ve sanatsal kompozisyon- seçiminden ve yönetilmesinden sorumludur. Senaryonun gereklerini yerine getirmek asli görevdir ama aynı zamanda mekâna koydukları başka şeyler de vardır. Örneğin aydınlatma ile bir ışık atmosferi oluştururlar. Bu çoğunlukla görüntü yönetmeni ve yönetmenle konuşularak yapılmaktadır. Aydınlatma ve ışıkla bağlantılı olan bir diğer önemli unsur ise renktir. Her filmin bir renk dili, skalası vardır. Bu renk dili dramaturjiyi oluşturan temel taşlardan biridir. Örneğin; genelde komedi, romantik komedi türlerinde sıcak renkler, korku, gerilim, dram türlerinde ise soğuk renkler tercih edilmektedir. Sanat yönetmeninin renk, mekan ve dekor tercihleri filmin atmosferini, izleyiciye verdiği hissiyatı belirler. Bu nedenle renk, dekor, mekan tercihleri hikaye için mutlak bir önem taşır.
Sanat yönetmeninin işi, yönetmenin rüyasını görmektir. Gerçekleştirilecek olan dünya, yönetmenin hayalidir.
Natali Yeres
Sanat yönetmeni izleyicinin filme yabancılaşmamasını sağlamak adına da çalışan kişilerden biridir. Ürettiği, tedarik ettiği, kurduğu her şeyin devamlılık bilgisinden sorumludur. Eğer devamlılık konusunda yeterince hassas ve ayrıntılı bir yaklaşımda bulunmazsa ortaya çıkan dekor, mekan, kostüm (en çok hataya düşülen kısımdır) farklılıkları hikayede atlamalara sebebiyet verir. Bu gibi devamlılık hatalarının ortaya çıkmaması için devamlılık asistanı ile sanat yönetmeni veya ekibi sürekli irtibat halinde olmalıdır.
Sanat yönetmeni, senaryoda geçen ve yönetmen tarafından uygun görülen ruh halini oluşturmak için fiziksel çevre tasarımını gerçekleştirir. Senaryoda bahsi geçen mekan, aksesuar ve karakterlere ait kostümler başlıca tasarım konularıdır. Bu sebeple sanat yönetmenleri; ressamlar, model yapımcıları, marangozlar, boyacılar, elektrikçiler, emekçiler, set dekoratörleri, kostüm tasarımcıları, terziler, saç ve makyaj sanatçıları da dahil olmak üzere pek çok farklı insanı denetlerler.
Sanat grubu içinde yer alan kişiler gruplar halinde maddi, toplumsal uygulamaları gerçekleştirirler. Maddi çerçevenin oluşturularak atmosferin yaratılması dekor grubu ile gerçekleştirilir. Yaratılan atmosfer ise aksesuar grubu tarafından süslenir. Oyuncuların giysilerinin tasarlanması ve çekim sırasında uygulanması, kostüm grubunun sorumluluğundadır. Oyuncunun giyeceği kostümün rengi dekor ile yakından ilişkilidirler. Makyaj ve saç yapımları da sanat grubunun sorumluluğundaki departmanlardandır. Sanat biriminin bünyesi dışında çekimlerin gerektirdiği özel efektler ve buna benzer çalışmalar da sanat grubu tarafından denetlenerek amaca uygun olarak takip edilir.
Sanat Yönetmeninde Olması Gereken Nitelikler
Sanat yönetmeni planlar, organize eder, gerçekleştirir ve kontrol eder. Kendileri gibi resimi veya mizanpajı geliştiren diğer kişileri yönlendirir ve yönetirler. Set ortamında senaryonun gereklerini somutlaştırmak yüksek düzeyde yaratıcılık ve organizasyon yeteneği gerektirir. Çünkü görsel imaj, biçim ve genel bir tasarım olgusu yaratmak durumundadır. Set ortamında zaman kıtlığı yaşandığında veya bir problemin acilen çözülmesi gerektiğinde soğukkanlı, sakin davranmalıdır. Eli çabuk, becerikli, insan ilişkilerinde başarılı ve sonuç odaklı olması gerektiği gibi yüksek konsantrasyon özelliği taşıyan biri olması, kişinin sanat yönetmenliğinde başarılı olacağının bir göstergesidir. Fakat bu tüm özelliklerden önce gelen şey, kişinin projeye olan ilgisidir.
Teknik ve kuramsal bilgi her şey olmamakla beraber aslında yapılan çoğu şeyin temelini oluşturur. Bir sanat yönetmeninin fotoğraf, mimari, resim, heykel ve sinema bilgisinin mutlaka olması gerekir. Teknik dile hakim olduğu sürece yönetmen ve görüntü yönetmeni başta olmak üzere setteki herkese kendini kanıtlayabilir ve iletişim kopukluğuna yer bırakmadan anlaşabilir. Sanat yönetmeni bir sette bulunan her alan ile iç içe geçmiştir. Bu nedenle her türlü sanat ve teknik bilgisine, bunları yorumlama ve fikir üretme gücüne sahip olmalıdır. Kültürel birikim kişi için her yönden olumlu bir etki yaratacaktır.
Kısa Filmde Sanat Yönetmenliği
Küçük bağımsız filmler ve kısa filmler gibi daha küçük sanat departmanlarına sahip filmlerde, “yapım tasarımcısı” ve “sanat yönetmeni” terimleri genellikle eş anlamlıdır. Rolü üstlenen kişi her ikisi olarak da anılabilir. Fakat bu yapılan yanlış izlenmiş bir yola işarettir. Sanat yönetimi, ayrıntılı bir biçimde var olması gereken önemli bir alandır. Filmin kısa metraj olması sanatsal boyutunun uzun metrajdan daha az detaylandırılmış olmasını gerektirmez. Bir film uzunluğu ne olursa olsun sanat departmanının var olması gereklidir.
Ayrıca kısa filmde sanat yönetmenliği konusu küçümsenecek bir konu da değildir. Çünkü kısa film izleyicisi uzun metraja göre çok daha dikkatli bir izleyicidir. Ayrıca az zamanda çok anlatabilmek için mekanları, dekor ve kostümü daha iyi kullanmak gerekir. Kısa filmde genelde yönetmen her işi kendi üstlenmek zorunda kaldığından sanat yönetimi de en genel gereksinimleri çözerek geçiştirme eğilimine düşebilir. Oysa kısa filmde sanat yönetiminin yönetmene kalması oldukça tehlikelidir. Yönetmen mekan, dekor ve kostümlerle çekim esnasında uğraştığı taktirde asıl görevlerini gözardı edebilir, oyuncularla yeterince ilgilenemeyebilir. Bu nedenle en başından sanat yönetimini bu konuda tecrübeli, yetenekli veya ilgili birinin delege etmesi gerekir. Bu kişinin işi başından sonuna kadar takip etmesi yönetmenin işini kolaylaştırır ve filmin başarısını doğrudan etkiler.
“En kötü mimarı, en iyi arıdan ayıran şey, mimarın yapıyı gerçekte kurmadan önce, onu imgesinde kurabilmesidir.”
Karl Marx
Kısaca sanat yönetmeni ve ekibi, mekânın bir bütün olarak yaratacağı etkiden sorumludur. Bu etki, yönetmenin tasavvurları doğrultusunda senaryonun dramatik yorumuyla tasarlanır.
Tasarım iki alanı kaçınılmaz olarak içerir: Sinematografik anlatım yöntemlerine ve sinemanın çalışma sistemine uygun olarak, mimariyi ve resim sanatını. Anlatı ve oyuncu, tasarlanmış ve yaratılmış bir mekâna ihtiyaç duyar. Mekânın tasarımı peliküle/kaydediciye aktarılan iki boyutlu resmin mimari öğelerini formunu, anlatının gerçekliğini yaratan bir dolu küçük ayrıntıyı, renk ve ışığını belirler.
Sanat yönetmeniyle ekibi, yönetmenin ve kameramanın yorum ve önerilerini de değerlendirerek, imgesinde kurduğu mekânı arar, tasarlar, inşa eder, donatır. Yazıdan görselliğe bir yolculuktur bu; estetik, ideolojik, eğlendirme gibi kaygılar güden sanatsal bir çabadır.