İstanbul Modern Sinema’da Vişegrad Düşleri

Yazan: Ayşe Ebru

Vişegrad ülkeleri sinemalarından örneklerin sunulacağı “Vişegrad Düşleri” başlıklı program 22 Ekim – 1 Kasım tarihleri arasında İstanbul Modern Sinema’da izleyiciyle buluşuyor. İstanbul Modern Sinema, Türk Tuborg AŞ’nin katkıları ve Polonya Cumhuriyeti başkanlığındaki Vişegrad Dörtlüsü (Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya) işbirliğiyle, bu ülkelerin sinemalarından bir program sunuyor.

Vişegrad Film Günleri’nin beşincisi olarak gerçekleşen Vişegrad Düşleri seçkisindeki dokuz film, ortak coğrafya ve kültüre sahip dört ülkenin Holokost’tan Komünizm’e paylaşılan tarihin izlerini, geçmişten bugüne taşıdıkları düş ve düş kırıklıklarını, günümüz toplumlarının sosyal gerçekçi karmaşasını farklı dönem ve hikâyeler üzerinden inceliyor.

Jüpiter’in Uydusu’nda (2017), ormanlık alandan kaçarken vurulan Suriyeli bir mülteci, mucizevi bir şekilde yerçekimine karşı koyarak havada yükselebilme gibi doğaüstü bir güce sahip olur. Jüpiter’in Uydusu, günümüz Macar toplumunun sağcı politikalarını fantastik bir lensle izlerken, 1945 (2017) western türünü tersten yorumlayarak toplumun soykırım geçmişiyle, savaş günahlarıyla, ölümle hesaplaşma hikâyesini anlatıyor.

Vişegrad Düşleri programında Çek sinemasından Jan Svěrák imzasını taşıyan ve En İyi Yabancı Film dalında Altın Küre ve Oscar ödüllerini alan Kolya (1996) da yer alıyor. Film, 1989 yılında, o zamanki adıyla Çekoslovakya’da komünist rejimi sona erdiren Kadife Devrim sırasında geçiyor. Devlet Filarmoni Orkestrası’ndan emekli bir çellocunun yolu Rus bir anne oğul ile kesişir ve ortaya iç ısıtan, trajikomik bir hikâye çıkıyor.

Kieślowski’nin başyapıtı restore edilmiş kopyasıyla Vişegrad Düşleri programında

Avrupa sanat sinemasının başyapıtlarından Krzysztof Kieślowski’nin, Veronique’in İkili Yaşamı (1991), Fransa ve Polonya’da birbirinden farklı yaşam süren iki genç kadın Veronique ve Weronika’nın paralel hayatlarını kurgularken, ruh ikizliği, mistisizm ve özlem üzerine büyülü bir film. Seçkideki diğer Polonya filmi, Yüz (2018), Swiebodzin kentinde dünyanın en büyük İsa heykelinin yapımında geçirdiği kaza sonucu yüz nakli geçiren bir adamın dramını anlatırken, modern Polonya’nın karanlık tarafına gerçekçilik ile fantezi komedi arası bir tonda bakıyor.

Türkiye’de ilk kez gösterilecek

Programda yer alan Polonya sinemasından iki yeni filmin de Türkiye prömiyeri İstanbul Modern’de gerçekleşiyor. İlki, terapiye katılan bir grup insanın hayatlarından kesitlere odaklanan dram, Kaybedecek Bir Şey Yok (2019), İstanbul Modern’in üyelerine özel çevrimiçi gösterildikten sonra program kapsamında sinemada gösteriliyor. Yine ilk kez gösterilecek olan 2019 yapımı Lejyonlar ise Polonya’nın Çar Rusyası’ndan kurtuluş mücadelesi üzerine bir hikâyeye odaklanıyor.

Türkiye’de ilk kez gösterilecek olan bir diğer film de Slovak yapımı Eva Nová. Belgeselleriyle tanınan yönetmen Marko Skop’un ilk kurmacası olan ve Slovakya’yı Oscar yarışında temsil eden dramı, bir zamanlar ünlü bir oyuncu olan Eva’nın oğluyla yeniden barışma çabalarını konu alıyor.

Vişegrad Düşleri Film Programı

Lejyonlar , 2019
01 Kasım, 14.30
Yönetmen: Dariusz Gajewski
Oyuncular: Sebastian Fabijanski, Bartosz Gelner, Wiktoria Wolanska

Yeni dönem Polonya sinemasının en pahalı yapımlarından biri olan Lejyonlar, Polonya’nın Çar Rusyası’na karşı verdiği özgürlük mücadelesi sırasında geçiyor. Fon, askerlerin dünyasında geçen politik bir resimle kaplıysa da, Lejyonlar’ın asıl hikâyesi Çar ordusundan firar etmiş asker kaçağı Józek ile istihbarat ajanı Ola ve nişanlısı arasındaki aşk üçgeni. Gerçek lejyonerlerin anılarına dayanılarak yazılan bu tarihi epik filmin en görkemli sahnelerinden birisi Rokitna Muharebesi’ne adanmış.

Kaybedecek Bir Şey Yok , 2019
24 Ekim, 14.30
Yönetmen: Kalina Alabrudzinska
1 Zuzanna Pulawska, Michal Surosz, Piotr Pacek

Dünyanın sayılı sinema okulları arasında sayılan Łódź Film Okulu’nun son yapımlarından biri olan Kaybedecek Bir Şey Yok, terapiye katılan ve mutsuzluktan muzdarip bir grup insanın hayatlarından kesitlere odaklanıyor. Terapiye gelenler kadar terapistin de kendisiyle ilgili yeni açılımlar yaptığı dram, odağına aldığı karakterler yoluyla yalnızca kişisel meselelerle değil Polonya’nın güncel politik konularına, modern insan-doğa çıkmazına da işaret ediyor.

Yüz, 2018
22 Ekim, 12.00 ; 24 Ekim 12.00
Yönetmen: Malgorzata Szumowska
Oyuncular: Mateusz Kosciukiewicz, Agnieszka Podsiadlik, Malgorzata Gorol
Vişegrad Düşleri

Yüz, trajik bir kaza geçirdikten sonra tarihe “yüz nakli olan ilk Polonyalı” olarak geçen bir adamın kara komedi hikâyesi. Jacek yaşadığı küçük kasabada, dünyanın en büyük İsa heykelinin yapımında çalışırken düşüp yüzünden ağır yaralanınca, hayatı alt üst olur. Öte yandan, hastaneden çıktıktan sonra kasabadaki Katoliklerin ve medyanın farklı yüzü ortaya çıkacaktır. Film, 2018 yılında Berlinale’de Jüri Büyük Ödülü’ne layık görülmüştü.

Véronique’nin İkili Yaşamı, 1991
22 Ekim, 14.30; 25 Ekim 12.00
Yönetmen: Krzysztof Kieslowski
Oyuncular: Irène Jacob, Wladyslaw Kowalski, Halina Gryglaszewska
Vişegrad Düşleri

Ruh ikizliği, mistisizm ve özlem üzerine olan bu şiirsel hikâye, Kieslowski’nin başyapıtlarından. Franza ve Polonya’da birbirinden farklı yaşam süren iki genç kadın vardır: Veronique ve Weronika. Kan bağları yoktur, hiç tanışmamışlardır ama fiziksel olarak aynılardır ve tuhaf bir şekilde de birbirlerinin varlıklarından haberdarlardır. En önemlisi, inanılmaz güzel sesleri ve müzik yetenekleri vardır. Bir diğer aynılıkları da, kalplerindeki bozukluktur. Tüm oyuncuların muhteşem olduğu filmin büyüsü, iki karakteri de harika canlandıran ve Cannes’da “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü alan Irène Jacob’tur.

Jüpiterin Uydusu, 2017
22 Ekim, 17.00 ; 25 Ekim 14.30
Yönetmen: Kornél Mundruczó
Oyuncular: Merab Ninidze, Zsombor Jéger, György Cserhalmi
Vişegrad Düşleri

Cannes Film Festivali’nde yarışan bu Macar filminde ormanlık alandan kaçarken vurulan Suriyeli bir mülteci, mucizevi bir şekilde yerçekimine karşı koyarak havada yükselebilme gücüne kavuşur. Günümüz Macar toplumunun sağcı politikalarını büyülü gerçekçilik gibi ters bir tarzla inceleyerek adeta bir süper-kahraman hikâyesi sunan filmin görsel dili de yönetmenin tabiriyle “Budapeşte’de her gün hissettiğim kaos, gerilim ve baskıyı yansıtıyor.” Biz ise filmin sonunda “ahlak nedir?” sorusuyla baş başa kalıyoruz.

1945, 2017
29 Ekim, 14.30 ; 1 Kasım 12.00
Yönetmen: Ferenc Török
Oyuncular: Péter Rudolf, Bence Tasnádi, Tamás Szabó Kimmel

Bu vicdan hikâyesi, Holokost’un hemen ertesinde kırsal bir Macar kasabasında geçiyor. Bir gün ellerinde bavullarla iki Ortodoks Yahudisi trenden iner ve bu haber kasabaya hemen yayılır. 1945 yılında savaş daha yeni bitmiştir ve Yahudi komşularının gönderilmesinden sonra onların el konulan topraklarına ne olacağı konusu kasaba sakinleri arasında büyük bir gerginlik yaratmaktadır. Aynı zamanda o gün tüm kasaba düğün hazırlığındadır. Sinematografisi ve siyah beyaz paletiyle etkileyici bir görselliğe sahip olan film, hassas konusuna taze bir bakış açısıyla, zekâ dolu bir noktadan yaklaşıyor.

Eva Nová, 2015
31 Ekim, 14.30
Yönetmen: Marko Skop
Oyuncular: Emília Vásáryová, Milan Ondrík, Anikó Varga
Vişegrad Düşleri

Türkiye’de ilk kez gösterilecek olan Slovak yapımı Eva Nová, belgeselleriyle tanınan yönetmen Marko Skop’un ilk kurmacası. Slovakya’yı Oscar yarışında temsil eden dramın merkezinde, bir zamanlar ünlü bir oyuncuyken, alkolizmle beraber acıbir hayata düşen Eva’nın oğluyla yeniden barışma çabalarını konu alıyor. Bir yandan bağımlılığıyla mücadele eden Eva’nın bir yandan da geçmişindeki hatalarla yüzleşmesi ve kendisinin en iyi versiyonunu oynaması gerekiyor. Başrolde, oyunculuğuyla göz dolduran Emilia Vasaryova var.

Bölünürsek Düşeriz, 2000
29 Ekim, 17.00; 31 Ekim, 12.00
Yönetmen: Jan Hrebejk
Oyuncular: Bolek Polívka, Csongor Kassai, Jaroslav Dusek

Yolları ve ilişkileri Nazi Almanyası’nın işgaliyle birlikte değişen üç arkadaşa odaklanan film, bir tür hakikat veya uzlaşma hikayesi değil. Josef ve Maria çifti komşunun komşuyu sattığı, kaosun, şüphenin, belirsizliğin kol gezdiği günlerde, Yahudi olan arkadaşlarını erzak dolabında gizlemeye karar verirler. Bu büyük sırla hayatları tehlikeye girecektir. Çekya’nın Oscar adayı olan film, Holokost geçmişine dair ahlak dersi vermek yerine, sıradan karakterlerinin başından geçenleri kara komedi tadında aktarıyor.

Kolya, 1996
29 Ekim, 12.00; 31 Ekim 17.00
Yönetmen: Jan Sverák
Oyuncular:
Zdenek Sverák, Andrey Khalimon, Libuse Safránková

1997 yılında Yabancı Film Dalında En İyi Film ödülünü kazanan, Çekya sinemasının en sevilen klasiklerinden Kolya, artık yaşını almış, Devlet Filarmoni Orkestrası’ndan emekli çellocu Luka ile yolu bir şekilde kesişen Rus bir anne ve beş yaşındaki oğlu Kolya arasında geçen sıcak bir öykü. 1989 yılında, o zamanki adıyla Çekoslovakya’da komünist rejimi sona erdiren Kadife Devrim sırasında geçen bu insani, trajikomik filmin başrolü, yönetmenin aynı zamanda babası da olan Zdeněk Svěrák’a ait.

Yorum Yapın

Bunlar da İlginizi Çekebilir