“Seven”ın ilk gösteriminden bu yana neredeyse 25 yıl geçti. Ancak film hala tüm zamanların en iyi sonlarından birine sahip. Bu efsanevi ters köşe, filmin hayranlarının David Fincher’in gişe rekorları kıran filmi hakkında en çok hatırladıkları şeylerden biridir. Ancak film yıldızı Brad Pitt’e göre “Seven”ın sonu pek düşündüğü gibi gitmedi.
“Seven”ı hatırlamayanlar ve izlemeyenler için filmin sonu ise şöyle: Kurbanlarını yedi ölümcül günah işledikler için seçen seri katil John Doe’yi (Kevin Spacey) yakaladıktan sonra, dedektifler William Somerset (Morgan Freeman) ve John Mills (Brad Pitt) her şeyin artık iyi olduğunu düşünüyor. Ancak sonra John Doe’nun birini öldürdüğünü öğreniyorlar ve bu kişi ise Mill’in hamile eşi Tracy (Gwenyth Paltrow) -teknik olarak 2 kurban oluyor- Kadının başı, çıldırmış halde olan dedektife teslim edildiğinden emin olduğu bir kutuda.
Olayların bu korkunç gelişimi “Seven”ın tüm zamanların en iyi suç-gerilim filmlerinden biri olmasına yardımcı oldu. Cinemablend’in haberine göre, Marc Maron ile WTF Podcast’inde yaptığı röportajda Brad Pitt, filmin test gösterimlerinde seyircinin verdiği tepkilere şaşırdı: “Film bitiyor, ışıkları yakıyorlar ve ben seyircilere bakıyorum. Koltuklarından yavaşça kalkıyorlar ve kimse konuşmuyor. Sonra sadece salondan kayboluyorlar. Sadece Fincher’e bakıp gittiğimi hatırlıyorum. ‘Aman Tanrım, ne yaptık? Ne oldu? Ne oluyor? Bu bokun harika olduğunu düşündüm.’ “
Her iki taraftan da bakılabilir. Evet, Brad Pitt haklı filmin sonu harika. Ancak öte yandan, filmin tam olarak yılın en iyi hissettiren filmi olmadığını da hatırlatabilirdi. Seyirciler muhtemelen beyinleri patladığından, kalpleri kırıldığından ya da belki de her ikisinden sessiz kaldılar.
Elbette, David Fincher ve Brad Pitt’ in seyirciyle bağlantı kurup kurmadığını düşünme konusunda endişe edecekleri bir durum yoktu. Eleştirmenler tarafından iyi karşılandı, gişede büyük bir başarı (ABD’de 100 milyon doların üzerinde) kazandı. “Seven” David Fincher’in kendi döneminde en heyecan verici film yapımcılarından biri olmasını sağladı ve Bead Pitt’in A-liste oyunculardaki yerini sağlamlaştırdı. Açıkçası ikisi de ilk gördükleri tepkilerden korkmadılar. “Seven” dan 4 yıl sonra “Fight Club” için tekrar bir araya geldiler.